GÜNDEM
İMAR AFFI / İMAR BARIŞI OLARAK BİLİNEN YASANIN MAĞDUR AİLELERİ
A Haber Ajansı’nın Genel Yayın Yönetmeni aynı zamanda Dünya Basın Federasyonu Üyesi Gazeteci Ferhat Aydoğan’ın bu haftaki köşesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İmar Barışı ve İmar Affı’na değindi. Aydoğan yazısında ;
Değerli okurlarım sizlere sayısı binlerce olan bir platformdan bahsedeceğim.Kanun gereğimi yoksa konu gereğimidir bilmiyoruz ama,sonuç itibarı ile gözlemlediğimiz ve incelediğimiz zaman binlerce kişi bu durumdan çok muzdarip.
Platform yöneticileri ve üyeleri’nin bana ulaşması ile sizleri aydınlatmak istedim.
İşte tam böyle ;
Yapı Kayıt Mağdurları
Bizler 2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan “İmar Affı” veya “İmar Barışı” olarak bilinen yasanın mağduru aileleriz. Bakanlığın hazırlamış olduğu reklam filminde, imar barışı tanıtım broşür/müracaat kılavuzunda devlet vatandaşın sorunlarını çözmek için vardır denilerek devletimiz bizleri başvuru yapmaya teşvik etti. Bizler çoğunlukla dar gelirli, emekli, kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşlarız. Bu düzenlemeden yararlanmak için bakanlığın e-devlet üzerinden online olarak açtığı sistem üzerinden yaptığımız başvuru onaylanmış, gerekli ödeme tutarı ziraat bankasına yatırıldıktan sonra “Yapı Kayıt Belgeniz oluşturulmuştur” mesajı bizlere yollanmış ve sistem üzerinden yapı kayıt belgelerimiz çıkarılmıştır. Yapılan tüm işlemler resmi kanallar üzerinden bakanlığın bilgisi dâhilinde yürütülmüştür.
Çoğumuz internet, bilgisayar kullanmayı dahi bilmediği için başvuruları bizler adına başkalarına yaptırmak zorunda kaldık. Başvuru e-devlet üzerinden yapıldığından dolayı başvuru sırasında bizlere hiçbir şekilde bilgilendirme yapılmadı. Konunun teknik, hukuksal ve cezai boyutları anlatılmadı. Hiç kimse, bizleri 31.12.2017 tarihine vurgu yaparak uyarmadı. Yasayı belediyelerdeki teknik personel, hukukçular bile anlamakta zorlanırken başvuru yapan vatandaşın kanunun tüm detaylarını bildiği kabul edilmiştir.
Gerek bakanlığın hazırladığı reklam filminde, gerekse de imar barışı tanıtım broşür/müracaat kılavuzunda; iptallerde en önemli kriter olan 31.12.2017 tarihine hiçbir şekilde vurgu yapılmamıştır.
Başvuruların online olarak yapılması, e-devlet üzerinden yapılan başvuruların sistem üzerinden otomatik olarak onaylanması, yapı kayıt belgelerinin sistem tarafından oluşturulması ve bizlere e-devlet üzerinden ulaştırılması nedeniyle başvuru sırasında hiçbir şekilde denetim ve kontrol yapılmamıştır. Başvuru için gerekli kriterleri sağlayıp sağlamadığımız sorulmamıştır. Özellikle de 31.12.2017 tarihinden önce veya sonra yapıldığına dair herhangi bir uyarı ve kontrol yapılmamıştır.
Bizler yaptığımız başvuru resmi kanallardan onaylandığı ve yapı kayıt belgesi verildiği için evimizin yasal statüye kavuştuğunu zannederek evimize taşındık hatta binlerce lira harcama yaparak evimizin eksikliklerini tamamladık. Hatta kırsal bölgelerde resmi kurumlar tarafından yolumuz yapıldı, yüzlerce metre elektrik ve su hattı dahi yapılmıştır.
İMAR BARIŞI MAĞDURLARI PLATFORMU
Kimimiz yapı kayıt belgesi ile ilgili belediye/idareye başvurmuş, numara almış, DASK yaparak elektrik-su-doğalgaz-telefon ve internetini dahi bağlatmıştır.
Ancak 2 – 3 yıl gibi bir süre sonra uydu görüntüleri esas alınarak 31 Aralık 2017 tarihinden sonra yapıldığı gerekçesiyle ülkemizin her bölgesinde milyonlarca vatandaşın yapı kayıt belgeleri iptal edilmeye başlamıştır. Akabinde ilgili bakanlık belgelerimizi iptal ettikten sonra bizleri mahkemeye vermiş, “İmar Kirliliğine Sebep Olma” ve “Yalan Beyan” suçundan haklarımızda davalar açılmıştır. Karakollarda polis merkezlerinde ifadelerimiz alınmış, haklarımızda 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile davalar açılmış, belediyeler bizlere çok ağır para cezaları kesmiş ve en nihayetinde de evlerimiz için yıkım kararları verilmiştir. Açılan davalarda avukat, dosya, bilirkişi, test, harç gibi giderler, imar cezaları, yıkım kararları bizleri hem ekonomik hem de psikolojik olarak çok yıpratmıştır.
Bizler hayatında karakol ve mahkeme yüzü görmemiş insanlarız. Bizler sanıldığı gibi fırsatçı, talancı veya rantçı değiliz. Bizler kamuya veya üçüncü şahıslara ait arazileri gasp etmedik kendi tapulu yerimize ev yaptık. Bizler, bakanlık tarafından devlet sorunları çözmek için vardır sloganıyla başvuru yapmaya teşvik edildik ve bizlerde bu çağrıya uyarak başvuru yaptık. Ama bu süreçte çektiğimiz sıkıntılar nedeniyle birçok aile perişan olmuş başımıza gelmeyen kalmamıştır.
İmar barışı yasası ile milyonlarca kişi mağdur oldu. Bu süreçte ne sağlığımız kaldı, ne de huzurumuz. Evlerimiz ne zaman yıkılacak endişesi ile yaşamaktan bıktık. Öncelikle devletimizden kendi tapulu yerlerimize yaptığımız yuvalarımız için verilen ve telafisi olmayan yıkım kararlarının durdurulmasını, haklarımızda açılan davaların düşürülmesini istiyoruz. Aksi halde binlerce aile maddi ve manevi olarak büyük sıkıntılar yaşıyor ve yaşayacaktır. Alınan yıkım kararları ne devlete ne de vatandaşa yarayacaktır. Bizler milat olan 31 Aralık 2017 tarihinin güncellenmesi ile bu sorunun çözülebileceğine inanıyoruz.
Gazeteci Ferhat Aydoğan