CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Naslar neyi gerektiriyorsa, onu yapmaya devam edeceğim, hüküm bu’ diyecek kadar ileri gitti. Ülkeyi yangın yerine çevireceksin. Sonra da Muaviye misali, Kuranı Kerim sayfalarını yırtıp mızrağa geçirerek kendine kalkan yapmaya kalkacaksın. Edep yahu! Ama artık Erdoğan’a güven bitti, yapı paydos. Bu bölümü geçmek için basacak tuşu kalmadı” dedi.
CHP Genel Merkezi’nde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı yapıldı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK sonrası basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“BATAN GEMİNİN MALLARI MUAMELESİ YAPILIYOR: Türkiye’miz, ne yazık ki, oradan oraya savruluyor. Görülmemiş bir güven krizini ve çok ağır bir ekonomik buhranı yaşıyoruz. Milli paramız, dünyanın tüm para birimleri karşısında pul oluyor. Milletin yıllarca çalışıp, biriktirdiği alın teri heba ediliyor. Milli varlıklarımızın değeri beş paralık oluyor. Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan gelenler, eriyen milli paramızın kaymağını yemek için Edirne’yi, Kırklareli’ni, Tekirdağ’ı işgal ediyor. Limanlarımız, elde kalan son stratejik tesislerimiz Körfez şeyhleri için görücüye çıkarılıyor. Elde kalan bu son milli varlıklarımıza batan geminin malları muamelesi yapılıyor. Koskoca ülkemiz 1 milyoncu mağazasına çevrildi. Allah aşkına şu hale bir bakın. Memlekette iki tür kuyruk peyda oldu. İlkinde ucuz ekmek için karda kışta saatlerce bekleyen bu ülkenin evlatları. Diğerinde Türk lirası pul olduğundan, marketleri yağmalamak için Bulgaristan’dan gelenlerin kuyruğu. Tıpkı bayrak gibi, tıpkı milli marş gibi, ülkemizin güç ve itibarının simgesi milli paramızla, Arap turistler sosyal medyada alenen alay ediyor.
HANEDAN İÇİNDEKİ İNTİKAM SAVAŞLARINI NE ZAMANDAN BERİ DIŞ GÜÇLER YÖNETİYOR: Dünya bizden kötüyse, esas dolar, avro bizim paramız karşısında değer kaybetmeliydi. Erdoğan Merkez Bankası Başkanı’nı görevden aldı. Yeni başkan ‘çekirdek enflasyonu esas alacağız’ dedi. Üç ayda paramız dolar karşısında yüzde 51 değer kaybetti. Merkez Bankası Başkanı’nı ABD mi yoksa damat mı görevden aldı? Kim kime saldırıyor? Hanedan içindeki intikam savaşları ne zamandan beri dış güçler tarafından yönetiliyor? Hadi diyelim dış güçler saldırdı. O halde her sıkıştığınızda kapısına koştuğunuz, Tank Palet Fabrikası’nı peşkeş çekecek kadar kıymet verdiğiniz tüm ülkenin tapusunu üzerine yaptığınız Katar’ın Riyali karşısında Türk lirası, yılbaşından bu yana neden yüzde 57 değer kaybetti? Katar da mı dış güç?
BU BÖLÜMÜ GEÇMEK İÇİN BASACAK TUŞ KALMADI: Hata bir kez yapılırsa, hatadır. Hata tekrarlanırsa, bu bir tercihtir veya yapılan alenen birileri için bir tezgahtır. Böyle bir yıkımı, bu şiddetle gerçekleştirmek ancak özel bir gayretle mümkündür. Erdoğan, dünya bizden kötü hikâyesini milletimize yutturamadı, dış güçler saldırıyor masalına kendi bakanı dahil hiç kimse inanmadı, bunu görünce de kendi hataları nedeniyle ortaya çıkan felaketin sorumluluğunu yüce Allah’ın üzerine yıkacak kadar yoldan çıktı. Dün akşam; ‘Naslar neyi gerektiriyorsa, onu yapmaya devam edeceğim, hüküm bu’ diyecek kadar ileri gitti. Ülkeyi yangın yerine çevireceksin. Yabancılara talan ettireceksin. Sonra da Muaviye misali, Kuranı Kerim sayfalarını yırtıp mızrağa geçirerek kendine kalkan yapmaya kalkacaksın. Edep yahu! Ama artık Erdoğan’a güven bitti, yapı paydos. Bu bölümü geçmek için basacak tuşu kalmadı. Merkez Bankası’nın faizini, 5 puan indirdin ama Hazine’nin borçlanma faizi aynı dönemde 5 puan arttı. Merkez Bankası’nın tabela faizinin 19’dan 14’e inmesinin gerekçesi nas oluyorsa, Hazine borçlanma faizinin yüzde 17’lerden 22’lere çıkmasının gerekçesi ne oluyor?
TÜRK LİRASI TEK GÜNDE YÜZDE 7 DEĞER KAYBETTİ: Faizleri düşürmek için enflasyon beklentilerini ve risk primini düşürmek gerekir ama eylül başında ülkemizin kredi risk primi 359 iken şimdi 522’ye sıçradı. Sarayın emriyle yapılan faiz indirimleri, kaş yapayım derken göz çıkardı. Hem enflasyon beklentileri hem de risk primi sıçradı. Türk lirasının para olma fonksiyonları yok edildi. Faizi düşürmek mi istiyorsunuz? Önce şu parmaklarınızı bir tuşlardan çekin. Erdoğan; dün akşam konuştu. ‘Pazartesi günü, finans dünyasında sıkıntılar olacak iddiaları var’ dedi ardından da faiz indirimlerinin devam edeceğini söyledi. Şu saate kadar Türk lirası tek bir günde yüzde 7 değer kaybetti. Dolar ben buraya gelirken 17,5 liranın üzerindeydi. Bunlar olacak işler değil. Bunun tek bir sorumlusu vardır. O da Erdoğan’dır. Erdoğan ne zaman konuşsa, kur da ülkemizin risk primi de artmaktadır. Bu kasıtsız olamaz. Cehlin bu kadarı da ancak planlı, programlı olur.
BİR ALMAN GENCİNİN 6 TELEFON ALACAĞI SÜREDE, BİR TÜRK GENCİ TEK BİR AKILLI TELEFON ALAMIYOR: Millet şu soğukta balkonunu camla kaplatmak istese küçük bir servete mal oluyor. Bugün son model bir akıllı cep telefonu almaya kalksanız, Türkiye’deki fiyatı 31 bin 999 liradan başlıyor. Aynı telefon Almanya’da 1.249 avrodan satılıyor. Almanya’da asgari ücret 1.585 avro. Asgari ücretle çalışan bir Alman genci bir aylık maaşıyla son model bir akıllı telefon alabiliyor. Üstüne de parası kalıyor. Türkiye’de net asgari ücret 4 bin 253 lira. Brüt asgari ücret, 5 bin 4 lira. Benim ülkemin genci, asgari ücretle çalışacak bir iş bulabilirse, aynı telefonu 6 ay çalışsa da alamıyor. Bir Alman gencinin 6 telefon alacağı sürede, bir Türk genci tek bir akıllı telefon alamıyor. İşte ülkemizde gençlerin, emeğin ve emekçinin hali bu…
ÇALIŞANLARININ TAMAMINI ASGARİ ÜCRETE MAHKUM ETMEYE ÇALIŞIYOR: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı; ‘tüm işçilerin ücret gelirlerinin asgari ücrete kadar olan kısmından gelir ve damga vergileri kaldırıldı’ demişti ama Meclis’e yeni gelen teklifte böyle bir düzenleme yok. Sadece brüt asgari ücreti geçmeyen ücretler, gelir ve damga vergisinden istisna ediliyor. Ücreti, brüt asgari ücretin üzerinde olanlarda, asgari ücrete kadar olan kısma istisna getirilmiyor. Gelir ve damga vergisi aynen tahsil ediliyor. Sadece vergiden sonraki ücret, net asgari ücretin altına düşerse, aradaki fark net asgari ücrete tamamlanıyor. Bu hükümet, ülkemizde çalışanların yüzde 60’ını zaten asgari ücretli yapmıştı. Şimdi anlaşılan tamamını asgari ücrete mahkûm etmeye çalışıyor.
SÖZ KONUSU 84 MİLYONUN KADERİDİR: Bu düzenlemeyle, asgari ücrete yakın ücret alanlarla, ilgili ayda asgari ücret dışında, fazla mesai ve sosyal ödenek alanlar, ciddi bir kayba uğrayacaktır. Ülkeyi yönetenlere düşen görev, bu eleştirilerden yeni husumetler çıkarmak değildir. Eleştirilere ön yargısız kulak vermektir. Çünkü Türkiye ekonomisi, üzerinde kumar oynanacak, ya tutarsa denilerek, üzerine elbise biçilecek bir ekonomi değildir. Söz konusu olan 84 milyonun kaderi ve 800 milyar dolarlık bir ekonomidir. Böyle giderse Türkiye gelecek yıl, 800 milyar dolarlık bir ekonomi de olamayacaktır. Dolayısıyla milletin, emekçinin, emeklinin, çiftçinin, esnafın, iş dünyasının kaygılarına kulak verilmelidir. Erdoğan şahsım yönetimine tavsiyemiz. Kendisine duymak istediği şeyleri söyleyen saray dalkavuklarına değil, bir zahmet sokağın haline bakmasıdır. Ekranlarda önce bizim gençlerimize, yetmeyince de Afrikalı gençlere, sarayda hazırlanan vıcık vıcık çanak sorular sordurup, kendi kokusuyla mest olmayı bırakmasıdır. Milletin içine girmesidir. Sorunları dinlemesidir.
Öztrak, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.
“ADAYIMIZI MERAK EDİYORLARSA GETİRİRLER SANDIĞI”
Belediye başkanlarının cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soruya Öztrak, “Gerek Sayın Genel Başkanımız gerek ben defaatle ifade ettik. Artık tekrarlamaya gerek yok. Ama cumhurbaşkanı adayımızı karşımızdakiler merak ediyorsa getirirler sandığı görürler adayımızı” dedi.
“ERDOĞAN DEĞİŞMEDEN ENFLASYON DÜŞMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonu yakında düşüreceğiz” sözlerinin sorulması üzerine Öztrak, “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Son 20 yıldır bu ülkede tek zenginleşen saray ve şürekası. Millet ezim ezim eziliyor… Erdoğan, enflasyonu nasıl düşürecek. Erdoğan sebep, enflasyon sonuçtur. Erdoğan değiştirilmeden enflasyon düşmez. Erdoğan gitmeden, saray ve şürekasına, yandaş müteahhitlere, dünyadaki faizcilere döşenen hortumlar kesilmez” dedi.
“BU 20 YILIN SORUMLULUĞUNDAN ‘BEN YOKTUM’ DİYE KURTULAMAZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası rezervlerine ilişkin, “Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyar doların üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette” açıklaması ile ilgili soru üzerine Öztrak, şunları söyledi:
“Erdoğan 2014’te ‘ben alışılmış bir başbakan olmayacağım’ diye işin başına geldi. ‘Yoktum’ dediği o yıllarda bu ülkenin seçilmiş başbakanına, partisinin genel başkanına; parti içi darbe yaptı. ‘Verin şu kardeşinize yetkiyi’ diyen yine Erdoğan’dı. Sonra çıktılar, bu ülkenin 128 milyar dolarını buharlaştırdı. Damat ne zaman bakan oldu. Erdoğan şahsım rejiminde. 128 milyar dolar, kime hangi dolardan satıldı hala bilmiyoruz. Şimdi Erdoğan, ortadaki bu tablonun sorumluluğundan, bu 20 yılın sorumluluğundan hiçbir şekilde ‘ben yoktum’ diye kurtulamaz. Son 20 yılda yaşanan ne varsa, bir tek sorumlusu vardır, o da Erdoğan’dır.”
Cumhuriyet