GÜNDEM
Biri Türkiyeli demiş de; sorarım size kim bu Türkiyeli?
A Haber Ajansı’nın köşe yazarı Ebru Genç KORKMAZ’ın kaleme aldığı yazısında “Biri Türkiyeli demiş de; sorarım size kim bu Türkiyeli? “ diyerek sözlerine şöyle devam etti;
Atalarımız yüzyıllar önce bu topraklara yerleşmiş ve Türk nüfusunun hakim olduğu nice devletler kurulmuştur. Bu devletler birçok coğrafyaya yayılmış ve Türk Milleti her daim adıyla var olmuştur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de kurduğu bu cumhuriyete “Türkiye Cumhuriyeti” demiştir.
Etnik kökenini bahane ederek kendisini ötekileştirmeye çalışanlar, bu çalışmalarına uygun kılıfı bulamayınca bir terim uydurmaya yeltenmişler; “Türkiyeli”.
Peki bana söyler misiniz bunun sözlükte, hukukta, gelenek-görenekte yeri var mıdır? Hemen birlikte bunun istişaresini yapabiliriz;
Türk Dili Kurumu sözlüğünde ve muadili diğer sözlüklerde böyle bir kelime yok. Lügatlerin içerisinde; Türk, Türkçü, Türkiye, Türkleşmek diye devam eden alfabetik sıralamada ‘Türkiyeli’ diye bir tabir yer almıyor. Yani şimdiye kadar herhangi bir sebepten ötürü böyle bir sözcük kullanılmamış, Türk dilinin ekleşme sistemi müsait olduğu halde böyle bir kelime vücuda getirilmemiştir.
Tabirin hukukumuzda bir yeri var mıdır şimdi de buna bakalım;
Anayasamızın 66. maddesi şöyle der; “Madde 66 – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür.”
Burada da anlaşılacağı üzere kimse zorla ülkeye getirilmemiş, kimse alıkonulmamış ve kimse bir şeye maruz kalmamıştır. Anayasamıza göre; Türkiye Cumhuriyeti’nde vatandaşlık bağınızın olması durumunda hukuken “Türk” oluyorsunuz; “Türkiyeli” değil !
Türk olmayı sadece bir ırkçılık gibi göstermeye çalışanlar için güzel bir örnek olan bu madde, aynı zamanda ‘Türk’ kelimesinin sadece bir ırk olmadığını gösterir. Buna göre “Türk” tabiri; bu ülkenin vatandaşlarının adının altını çizer ve bu bayrağın gölgesinde yaşamayı seçen herkesin de bunu kabul etmesi ve tartışmaya dahi haddinin olmadığını anlaması gerektiğini keskin bir şekilde ifade eder.
Peki yüzyıllardır dünyada olan herhangi bir toplumda –alı / -eli ile başlayan bir tabiri herhangi bir ülke toplumu kabul edip benimsemiş midir sizce? İngiliz mi diyoruz İngiltereli mi? Alman mı diyoruz Almanyalı mı? Fransız mı diyoruz Fransalı mı? Elbette hiçbir toplum kendi içinde bu tarz basitleştirilmiş tabirleri kabul etmemiş, kimseye de bu tarz yakıştırmalar yapma haddini vermemiştir. Dilimize adapte etme sürecinde bizlerin yakıştırdığı kelimelerden bahsetmiyorum elbette; içinizden birileri çıkıp çok bilmiş bir eda ile atağa geçtiğini sanacak çünkü “ Çinli, Koreli, Afrikalı diyoruz ya” diyecekler. Şunu unutmamalıyız ki bu tabirleri bizler onlara karşı kullanıyoruz; hiçbir toplum ülke vatandaşlarına bu tarz kelimeler ile sınıflamalar yapmıyor.
Sözün özü şudur ki; birileri tarafından uydurulan ve sözde “Birleştirici” maksatla kullanılan “Türkiyeli” tabiri sadece bir safsatadır ve ısrarlı kullanımı da hukuki süreçlerin elzemiyetini gerektirir. Atalarımızın bu konuda çok güzel bir sözü vardır; “ İki dinle, bir söyle”.