GÜNDEM
Deprem bölgesiyle ilgili verdiğimiz raporların kapağı bile açılmadı!
Kahramanmaraş merkezli depremden önce olduğu gibi Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, deprem sonrası da 11 il ve çok sayıda ilçeyi dolaştı. Manzara onu hiç şaşırtmamış. Bunların olacağını yerel yöneticilere de defalarca anlatmıştı. Kimisi “Amaan hocam, şimdiye kadar olmamış, inşallah bundan sonra da olmaz” deyip konuyu kapatmışlar.OTOYOLLAR KAĞIT GİBİ YIRTILDI: Hüseyin Alan depremden sonra yıkılan 11 ili tek tek gezdi. Yıkılan otoyolları gösteren Alan “Binalarda olduğu gibi altyapıda da depreme karşı sınıfta kaldık. Karayolu, demiryolu ve havayolu altyapısında ciddi hasar oluştu” dedi.Hüseyin Alan “İnsanlarımız büyük bir korku, panik içerisinde çoğu yaşadığı coğrafyayı umutsuzluk içerisinde terk etmek durumunda kalmış. Özellikle Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman neredeyse boşalmış. Gaziantep’te yaşam durma noktasına gelmiş durumda” derken gözleri doluyor. Zamanında uyarılmalarına rağmen duyarsız kalışlarını şöyle anlatıyor:“Aslında yerel yönetimler, merkezi idarenin yöneticileri de bizi duymadı. Bu bölgeye ilişkin, özellikle 2020 Elâzığ depreminden sonra biz oda olarak farklı üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla bir deprem danışma kurulu oluşturduk. Bir meslek örgütü olarak kamusal sorumluluğumuz gereği fay hatlarındaki kentlere ilişkin bir dizi rapor hazırladık.24 kentimiz, 100’ü aşkın ilçemiz 500’e yakın mahalle veya köyle yerleşim birimimiz doğrudan fay hattı üzerine oturuyor. 18 kentimize ilişkin raporlarımızı da yazdık. Burada da en acil olanlardan başladık. Doğu Anadolu fayı üzerinde Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş, Bingöl’ün ayrıntılı raporlarını hazırladık. Bunları da Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AFAD Başkanlığı, Çevre ve İçişleri bakanlıklarına, vali ve büyükşehir belediye başkanlarına, hiçbir siyasi parti ayrımı yapmadan tüm milletvekillerine gönderdik.Bu raporlarımızda yaşanabilecek olası depremlere de dikkat çektik. Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğüne kadar deprem olabilir uyarısı yaptık. Ama kentin yöneticileri de, merkezi idarede maalesef bunlara yeteri kadar değer vermedi.”YOLLARIN HALİYollar yapıldı, demiryolları yapıldı. Ama deprem bu alanda da başarılı olamadığımızı ortaya koydu. Yollar kağıt gibi yırtılmıştı. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, gördüğü manzarayı şöyle anlattı:“Depremin üzerinden 14 gün geçti. Devlet Demir Yolları’nın batıda Fevzi Paşa İstasyonu, doğuda Gölbaşı İstasyonu’nun hasar alması nedeniyle sıkıntı yaşandı. O bölgelerin lojistiğini otobüsle, kamyonla, dolmuşla sağlayamazsınız. Karayollarımız önemli hasar almış. Bazı köprülerin ve tünellerin kapandığını biliyoruz. Üst yapıda önemli hasarlar var. Kent içerisindeki ulaşım tamamen aksamış durumda.Yerinde gördüğüm otoyollarda, üst geçitlerde büyük hasarlar var. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün çok hızlı bir şekilde bu köprüleri, otoyolları gözden geçirmesi gerekiyor. Kent içi yollar perişan. Devlet Demiryolları hâlâ sisteme dahil olamadı. Yani önemli hasarlar var. Havaalanımız, uyarılara rağmen bataklık üzerine inşa edilmişti. İlk gün o da çöktü. İlgili kuruluşlar bütçelerinin her yıl yüzde 10-15’ini zararları azaltacak noktalara harcamış olsaydı örneğin Demir Yolları depremde kullanılabilecekti. Karayolu, demiryolu, havayolu alt yapımızın hasar görmesi nedeniyle, arama kurtarma timleri ancak saatler sonra gidebildi, 24 saat sonra düzgün çalışmaya başlayabildi.”HALK GÜVENSİZHalk korku ve panik içinde. Bunun nedenini Oda Başkanı Hüseyin Alan “Çünkü kurumlarına güvenmiyor” diye açıklıyor ve şöyle devam ediyor:“Vatandaş şu an barınma sorununu çözmek için ya bir müttehitte veya bir emlakçıya gidecek. Sosyal devlet olmaktan uzak. Yani burada diyor ki ‘Ben gidiyorum markete, domatesime, biberime bakıyorum alıyorum. Konserve alırken son kullanma tarihine bakıyorum. Ama ben bina konusunda uzman değilim. Boyasına, badanasına, mermerine bakıyorum. Ancak kullanılan beton nedir, zemin iyi midir, fayın üzerinde mi oturuyor bunları bilmiyorum. Beni bu konuda kim yönlendirecek…’ Halk aydınlatılmak istiyor, kurumlarına güvenmek istiyor.”Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı.MEZAR ALIYORLARHüseyin Alan, “Halk ne yapsın” diye sordu ve sözlerini şöyle sürdürdü:“Mimarı, mühendisi çiziyor, yapı denetim kuruluşları var denetlemekle görevli. Belediyeler var ruhsat vermekle görevli. Vatandaş haklı olarak, ‘Kurumlar var. Ben bina konusunda uzman değilim. Uzmanları inceleyip yapı izin belgesi veriyor. Ben de gidiyorum yapı kurma belgesi olan bir binadan ev alıyorum. Ama kendime adeta mezar alıyorum’ diyor.Bu kurumlar niye görevlerini yapmıyor, neden denetlenmiyor? Her depremden sonra on binlerce insanımız yaşamını yitirdi. Kaç tane sorumlu bulup çıkaracaklar? Örneğin hukuk sistemimiz ne kadar bunu ortaya çıkaracak? Mutlaka hukuk sisteminin bu 11 kentimizin Cumhuriyet Başsavcılıkları bütün bu sıraladığımız proje müellifinden tutun, yapı denetim kuruluşlarına, oradan belediyede bunlara ruhsat veren birimlere kadar bütün bu silsilenin tamamını mutlaka masaya yatırmalı. Sadece müteahhidin, sadece şantiye şefinin değil, sistemin kendisini sorgulamalı. O sistem içerisinde sorumlulukları olanların mutlaka yargı önüne çıkarılması, yargılanması varsa cezai sorumlulukların en azından verilmesi gerekiyor.”İNSANLIK BORCUBunları Marmara depreminde bir-iki kişinin tutuklanmasıyla gördük. Son depremde tutuklamalar oldu. Bunu Hüseyin Alan şöyle değerlendirdi:“Hatay’da henüz inşa halinde devam eden binalar yıkıldı. Sistemde bir hata var ve bu sistem mutlaka sorgulanması lazım. Kim burada hatalı? Bir kişi değil, çok sayıda birim bundan sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Bunu ortaya çıkaracak olan da yargı sistemidir. Burada, Cumhuriyet Başsavcılıklarına, başsavcılara önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Yani bizim yaşamını yitiren insanlara karşı bir vefa, insanlık borcumuzun olması lazım. Eğer Marmara depreminde sorunları ortaya çıkarsaydık, bugün depremi belki bu kadar ağır yaşamayacaktık. Bir cezasızlık durumu var. Yani sistem kendisini besliyor. Yapı üretim süreçlerindeki bu cezasızlık durumu maalesef halkın ağır bir şekilde can kayıpları ile sonuçlanıyor.”AYNI HATA YAPILMASINHatay’ın kent merkezi açısından Asi nehrinin her iki yakasına yayıldığını, en ağır hasarların da nehir kenarındaki binalarda olduğunu kaydeden Alan, şu uyarıda bulunuyor:“Fay zonları üzerine artık bina yapmamamız lazım. MTA Genel Müdürlüğü son derece kritik, yüz akı kurumlardan. Atatürk tarafından kurulmuş. Bu fay zonlarını sadece biz mi yazdık? Bunun hareket edeceğini 2008 yılında Doğu Anadolu fay atlasını MTA yayınlıyor zaten. Hangisi kırılıyor hepsi açık. Ne yazık ki toplumda ‘Bana bir şey olmaz’ anlayışı var. Ben bu bölgeye giden arkadaşlarınızdan bir tanesiyim. Tarihi dokunun da maalesef kurtulamadığı anlaşılıyor. Epey hasarımız var. Yeniden toplumun hizmetine sunulması gerekiyor.”Hatay Büyük Şehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Yeni şehir kurulurken acele edilmemesini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mutlaka kendi görüşlerini de almalarını” öneriyor. Bu konuda Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan’ı dinleyelim:“Yeni yer seçimleri alanlarının da mutlaka bir bilimsel temel üzerinden seçilmesi, aceleye getirilmemesi ve bu toplumunda en azından bundan sonra bu tür hasarlardan azade olunması gerekiyor. Bazı bölgelerde örneğin İskenderun’da aşırı oturma var. Yeni kent kurulurken halkın da görüşü alınmalı. İki memurun vereceği kararla yeni kent kurulmamalı.”