Sağlık
Karanlık İnziva Nedir? Özel Bir Meditasyon
Karanlık inziva adı verilen özel bir meditasyon türü, katılımcıları üç gün boyunca gözleri bantlı bir şekilde, dış dünyadan tamamen izole ederek, müzik dinlememe ve telefon kullanmama şartlarına tabi tutuyor. Bu süreçte, eğitmenler tarafından yönlendirilen katılımcılar, temel ihtiyaçlarını karşılamak için eğitmenlerden yardım alıyor ve yemeklerini gözetmenlerin rehberliğinde tüketiyor. Tek kişilik odalarda izole bir şekilde uyuyan katılımcılar, daha sonra ormanlık bir alana bırakılarak, duygusal bir yolculuğa çıkarılıyor ve bu süreçte binalarını bulma görevi kendilerine veriliyor.
Sosyal medyada paylaşılan videoda, bu özel meditasyon türünü deneyimleyen katılımcıların yaşadıkları görüntülerle birlikte eğitmen, deneyimin özünü şu sözlerle aktarıyor:
“Önce gözlerimizi kapadık, ardından kalp gözümüzü açmak için adım attık. Karanlık inziva, duygularımızın yanıltıcılığından özgürleşerek yaşama güveni kazandığımız ve var olan her şeyle bağlantı kurduğumuz büyülü bir yolculuktur. Bu süre zarfında katılımcılar, gözleri kapalı bir şekilde dört gün boyunca yoga pratiği yaparak günlük ihtiyaçlarını gerçekleştiriyorlar.”
“Buzlu Soğukta Terk Edildik”
Bir katılımcı, yaşadıklarını “Etiketlerden uzaklaşıyorsunuz. Baktığınızda gördüğünüz algılardan uzaklaşıyorsunuz. Sadece kalp, kalbe temas ediyor.” şeklinde ifade ederken, diğer bir katılımcı ise deneyimini “Soğukta eksi bilmem kaç derecede bizi bir yere bıraktılar. Gözlerimiz de kapalıydı. Sonra her şey toz duman oldu.” şeklinde aktarıyor.
Eğitmen: “Kalplerindeki Işığa Bakmayı Seçtikleri An”
Ormanda tek başlarına kaldıkları anlarda korku dolu deneyimler yaşayan katılımcılar, kendileriyle ve iç dünyalarıyla yüzleşerek, günlük hayattaki kimliklerinden arınma iddiasında bulunuyor. Eğitmen, bu süreci yönetirken, katılımcıların kendi yollarını bulduklarını şu sözlerle anlatıyor:
“Yollarını etrafta var olan enerjiyi hissederek kalp gözleriyle bulmaya çalıştılar. Birçoğu korktu, çaresiz hissetti, kendine ve yaşama güvendiğini zannederken kaygılar içinde kayboldu. Ama sonra ne oldu biliyor musun? Zihnin yarattığı bu hislerin içinde karanlıkta kaybolmak yerine cesaretle kalplerindeki ışığa bakmayı seçtiler. Kendi içlerindeki ışığı ve onları çevreleyen enerjiyle bağlantılarını hatırlayarak yollarını bulup merkeze geri döndüler.”
Bu deneyimi “kalp gözünü açmak” olarak özetleyen meditasyon grubu, bu yolculuğun insanın iç dünyasını keşfetme amacını taşıdığını iddia ediyor. Çağla Şıkel’in de katıldığı bir röportajda, bu meditasyonun kendisini korkusuz, elebaşı olarak gördüğü benliklerinden arındırdığını ve çocukluk heyecanına geri dönüş yaşattığını ifade ettiği görülüyor.
Çağla Şıkel’in deneyimini paylaştığı bölümde, “Kendi varlığımız üzerine bilim adamı ve sanatçı gibi bir yolculuğa çıkıyoruz” diyen yoga eğitmeni Çetin Çetintaş, bu meditasyonun insanın iç dünyasındaki potansiyeli açığa çıkarmaya yönelik bir araştırma olduğunu belirtiyor.
Öte yandan, meditasyonun yüksek bir ücretle sunulması ve eleştiren bir kesimin bulunması, sosyologların ve toplumun bu tür etkinliklere karşı nasıl bir bakış açısına sahip olduğunu sorgulamaya açılan önemli konular arasında yer alıyor.