DÜNYA
Erdoğan’dan göçmenler için “üç ayda değişen üç görüş” mü?
CHP zihniyeti saldırıyor..
“Ramazan” demeden, “Bayram” demeden, hız kesmeden saldırılarını sürdürüyorlar.
Ahlak, ilke, namus diye bir dertleri olmaksızın.. İnsanlık, sevgi, yardım diye bir sorumluluk hissetmeden..
Çarpıtıyorlar, tahrif ediyorlar, vicdansızlıkta rekor üstüne rekor kırıyorlar..
CHP’nin yayın organı niteliğindeki medya kuruluşlarında Suriyeli göçmenler üzerinden algı operasyonu üstüne algı operasyonu yapılıyor..
Tayyip Erdoğan dimdik dururken, onun duruşunu bozmak için paçasına yapışıp devirmeye çalışanlar..
Olmadı, omuzuna sıçrayıp, yıkmak isteyenler..
Olmadı, çelme takmaya, sendeletmeye çalışanlar..
“Çakallar dünyası”ndaki rezillere direnebildiği kadar direnip, sonunda kısmen de pes eden dünya “lider”ine, “N’oldu, n’oldu” diye nanik yapmaya kalkıyorlar..
ABD’de bu senaryo.. İsrail’de bu senaryo..
Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu senaryo..
Mısır’da bu senaryo.. Suriye’de bu senaryo..
Dünya lideri Erdoğan, “Eyyy Trump” dediğinde.. “Benim kamu bankama sen nasıl ceza vereceksin” diye haykırdığında..
Amerikancı olup, “Rekor ceza geliyor” diye başlık atan solcular..
“N’oldu, n’oldu?.. ABD’ye ziyarete niye gidiyorsun? N’oldu da ‘Dostum Trump’ diyorsun” hesabı sormaya kalktılar..
İsrail Cumhurbaşkanı’na “One minute” denildiğinde, “Şimdi ayvayı yedik. Sadece kendisini değil, Türkiye’yi de mahvetti. İsrail bunun hesabını çok fena sorar” diyenler..
Üzerinden 13 sene geçtikten sonra, İsrail’in adım atması ile kısmen ilişkiler düzeltilmek istendiğinde..
“Nanik. Hani İsrail katildi” diye, İsrail’in soramadığı hesabı sormaya kalktılar..
Birleşik Arap Emirlikleri’nde de aynısı oldu. Suud ilişkilerinde de aynısı oldu..
Mısır’da o süreç devam ediyor..
Suriye’de devam ediyor..
Tayyip Erdoğan’ın karşısına geçip, dansöz gibi kıvırıp, bir Amerikancı bir Suudçu, bir İsrailci bir Filistinci, bir darbeci Sisi’den bir Mursi’den yana olup “N’oldu Rabianız” diye hesap sormaya kalkanlar..
Yaşanılan süreçleri, geçen yılları dikkate almayanlar.
O yıllar içinde yapılanları, muhataplara verilen dersleri görmezden gelenler..
Sanki o süreçlerde hiçbir şey yapılmamış..
Bir gün “One minute” denilip.. Hemen ertesi günü, “Hoşgeldiniz” denilmiş gibi algı oluşturuyorlar..
Ve son olarak da şimdi, Suriyeli göçmenler konusunda..
Tayyip Erdoğan’ın, üç ayda üç değişik görüşle, halkın huzuruna çıktığını iddia ediyorlar..
Neymiş o üç değişik görüş?
Mart ayında dillendirmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ana muhalefet, ‘Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz’ diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz!”
Sonra, Nisan ayı gelmiş, Erdoğan demiş ki:
“Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.”
Ve nihayet Mayıs ayı başında, dün itibari ile Erdoğan demiş ki:
“1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz!”
Bu açıklamaların birbiri ile tezat içerdiğini iddia eden avanak solcular, “N’oldu da üç ayda, üç defa görüş değiştirildi” diye, “Nanik” yapıyorlar..
Olayları takip etmeyenler de, belki de bu solculara inanıyorlar.. Erdoğan’ın, duruma göre görüş değiştirip, bir gün “Muhacir” diye sahip çıkıp, ertesi günü onları yarı yolda bıraktığını sanıyorlar..
Peki son açıklamasın arka planı ne?
Benim de belki dikkatimi çekmeyecekti..
Yıllarca Akit gazetesi ve Akit TV’de çalışan ve şimdi de Deniz Feneri’nde görevli kardeşim Ali Özken, bayram tebriği için aramıştı, önceki gün..
“Ne yapıyorsun, çalışmalar nasıl” diye sorduğumda, “İdlib’e gitmeye hazırlanıyoruz.. İçişleri Bakanı’mız da gelecek. Bir ihtimal, Cumhurbaşkanı’mızın da geleceği beklentimiz var. Büyük bir mücadele ile, yardım kampanyaları ile İdlib’de inşa edilen briket evlerin açılışı yapılacak” dedi de..
Benim de dikkatimi çekti..
Ve dün itibari ile Cumhurbaşkanı, İdlib’de yapılan briket evlerin açılışına video konferans ile katılıp, arzu eden Suriyelilerin kendi vatanlarına dönebilmeleri için yeni projelerin de yürütüldüğünü açıkladı..
Solcular sanıyorlar ki, “Erdoğan günübirlik konuşuyor.. Esen rüzgara göre konum belirliyor..”
Sanmıyorlar, çarpıtarak öyle iddia ediyorlar..
Oysa Cumhurbaşkanı’nın en başından beri söylediği çok basit..
Tam da bir Müslümanın tavizsiz savunacağı şekilde bir söylem:
“Biz can tehlikesi yaşayan Suriyelileri ülkemizde misafir ederiz. Ama dönmek istediklerinde, onlara kendi vatanlarında güvenli bir hayatı sağlayabildiğimiz ölçüde imkanlarımızı seferber ederiz.. Muhacirlik pozisyonu olmayanları, zorla o konuma itip, ‘Biz illa da ille ensarlık yapacağız’ diye bir iddiamız yok.. Muhacir varsa, ensar olur. Muhacirlik icat edilmez..”
Nitekim..
Suriye’de güvenli bölge oluşturulması için yapılan çalışmalar..
İdlib’e Suriye askerlerinin ve Rus askerlerinin sürekli tekrarlamak istedikleri saldırıları önleme kararlılığımız..
Özellikle İdlib’de önceki tarihlerde yapılan briket evler, son olarak da dün tamamlanarak teslimi yapılan evler, her Müslümanın temel ilkesi olacak “Herkes kendi vatanında, imkanı var ise yaşasın. Can tehlikesi yaşayanları misafir etmek de, bizim boynumuzun borcudur” kuralının gereğidir.
Ama bundan habersiz solcular..
Erdoğan “Biz, ölsek de, hiçbir şart altında muhacirleri göndermeyiz” demiş gibi algı oluşturup..
Aslında o gün de briket evlerin inşası devam ettiği halde..
İsteyen her muhacirin Suriye’ye dönmesi için her türlü çalışma yapıldığı halde..
Zamanı gelip, briket evler bitirilince..
Erdoğan o evlerin açılışını yaptığında..
Türkiye’de göçmenlere karşı bir tepki oluşunca, bir günün içinde Erdoğan tavır değiştirip, hemen on dakikada İdlib’de evler yaptırıp, “Haydi Suriyeliler, evlerinize” demiş zannederek..
“N’oldu, n’oldu? Hani Suriyelileri göndermeyecektiniz” diye “Üç ayda üç farklı görüş” suçlaması yapıyorlar..
Şu açıdan haklılar..
5 senede bitirilecek Çanakkale Köprüsü 3.5 yılda bitirilmiş ise.. 5 senede bitirilecek Osmangazi Köprüsü 4 senede bitirilmiş ise.. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Marmaray ve Avrasya tünelleri çok kısa sürelerde yapılmış ise.. Tabii ki bunların mimarı Erdoğan’ı, solcular şöyle görebilirler:
“Bu adam bir günde binlerce briket evi yaptırabilecek güçte bir lider. Bir ay önce ‘Göçmenleri göndermeyeceğiz’ der. Ama evvelki görüşünden vazgeçince de.. Hemen bir ayda binlerce briket evi yaptırıp, ‘Göçmenleri kendi ülkelerine göndermek için proje yapıyoruz’ diyebilir..’
Ben solcu kardeşlere söyleyeyim..
Evet, Erdoğan dünya çapında bir lider..
Ama, bir ayda binlerce briket evi yaptırmak da, öyle her yiğidin harcı değil.. Erdoğan’ın söyleminde değişiklik yok. Ama her söylediğinin arka planında alın teri var, gayret var, samimiyet var, ihlas var!
Kaynak : Yeni Akit