GÜNDEM
Son Kabadayı Çakıcı 11 Yıl Önce İsrail Başbakanı Netanyahu’yu Uyarmıştı
Son Kabadayı Çakıcı 11 Yıl Önce İsrail Başbakanı Netanyahu’yu Uyarmıştı, binlerce seveni olan kimine göre son kabadayı kimine göre reis kimine göre ise baba, binlerce seveni olan ve geleneklere bağlı olan Alaattin Çakıcı’ın 11 yıl önce yazdığı mektup ortaya çıktı.
Devletine bağlılığı ile bilinen çakıcının mektubu siyasi arenaya bomba gibi düştü..
Ülkücü bir babanın oğlu olan Çakıcı, gençlerin sevdiği bir kişi olarak örnek alınıyor, Oysa onu tanımayanların tanıdıktan sonra hayranlıkla baktığını gösteren birçok kanıt var. Babacan tavrı yaptığı yardımları gösterişten uzak durarak yapan son kabadayı Alaattin Çakıcı, Netanyahu’yu uyarmıştı..
Gündeme bomba gibi düşen Son Kabadayı Alaattin Çakıcı’ın mektubu.
Çakıcı’dan İsrail Başbakanına mektup
2011 yılında Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevinde yatan Alaattin Çakıcı, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya kendi el yazısı ile 2 sayfalık iadeli tahattütlü mektup yazıp göndermişti. Sabah gazetesin ’de yayınlanan mektubu haberlerde de yer verilmişti.
Çakıcı’nın 11 yıl önce yazdığı ve bu günleri gördüğümüz İsrail-Filistin anlaşmazlığını mektubunda belirtmişti.
İşte O Mektup :
Mektubunda, “Kibirinizden vazgeçip özür dileyin” diyen Çakıcı, 2 çocuğunun adreslerini verip “Vatan için ölmeyenin ve evlat feda etmeyenin yaşama hakkı yoktur. Ülkemizin onuruyla sizi bu devlet oynatmaz ” şeklinde yazdı.
Çakıcı, yazdığı mektupta uluslar arası hukuku hiçe sayan devletlerin masum insanları katlederlerse o devletin Allah’ın ve insanlığın düşmanı olduğunu belirterek, o devletin terör örgütünden bir farkı kalmayacağını söyledi. İsrail Başbakanı’na yazdığı mektupta ilk olarak İsrail’in devlet olma sürecinde yaşadıklarını tarihten verdiği örneklerle anlatan Çakıcı, şu ifadelere yer verdi:
“Sayın Başbakan, Deir Yasin köyünde ilk büyük katliamınızı uyguladınız. Fazla uzatmayayım ezilen, güç sahibi olunca daha adil daha hoşgörülü olur. Nedense sizlerin benliği fazlaca Kabala’yla ilgilendiği için görünmeyenler mi adalet duygunuzu sildi. Hitler sizin insanınızı yok etti. Ne çabuk unuttunuz. Asil Türk milleti size hep dostluk yaptı. Arap kardeşlerine sizin için 58 yıl sırt çevirdi. Siz ise hala Fırat ile Nil arasındaki kurgunuzdan vazgeçemiyorsunuz.”
Ütopya’nın hayalin müzminleşmiş hali olduğunu anlatan Çakıcı, mektubuna şöyle devam etti:
“Mısır’dan özür dilemesini biliyorsunuz. Mavi Marmara’ya uluslar arası sularda yaptığınızı herkes gördü. Ölen 9 can ve geçmişe dayalı bir dostluk devletler özür dilemez, dileyen devletler köpek zihniyetli aşağılık mahluklardır doğrudur.
Mısır’dan dilediğiniz zaman savunduğunuz onurlu ilkeyi unuttunuz mu? Sayın Başbakan, Türk Milletini ve Devletini birileriyle karıştırıyorsunuz. Bu devlet tarihin her dilimine damgasını vurmuştur. Son özür kalesini yıkmayın. Özür dileseniz Yehova sizi cehenneme mi gönderecek o kibir ve kininizden vazgeçin. Düşmanlarınızın çocuklarını öldürmeyin. Düşmanlarınız da masum insanları sizden intikam alacak diye öldürmesinler.”
Mektupta İsrail Başbakanına kendisini tanıtan Çakıcı, şunları söyledi:
“Benim kim olduğumu merak ediyorsun. 2006 yılından beri sizin hükümet politikanızı ve sizin gibi düşünen İsraillileri sevmiyorum. Savaşın da bir onuru var. İnsan kendisine silah doğrultana silah sıkar. Benim ismim Alaattin Çakıcı, Türkiye’de beni herkes tanır. Dünya devletlerinin kriminal arşivinde de biyografim mevcut. Devletler bir başka devleti ya istediği çizgiye getirir ya da yok eder. Bazı insanlar vardır direk Allah’a bağlıdır. Hükmedilemezler sadece öldürürler, işte Alaattin Çakıcı bu. Benim iki yavrum İngiltere’de oturuyor. Biri akademisyen biri iş adamı size adresini veriyorum. Size en özel beni hayata bağlayan iki yavrumun adresini verdim. Vatan için ölmeyenin ve evlat feda etmeyenin yaşama hakkı yoktur. Ülkemizin onuruyla sizi bu devlet oynatmaz her şuurlu Türk vatandaşı da dostluğu iki bedende bir ruh gibi görür ama sizin dostluk ruhunuz ölmüş. Sizlere saygılarımla diyemeyeceğim, insan sevgisini yaşamın bir parçası kabul eden tüm Yahudi vatandaşlarına dünyanın neresinde olursa olsun buradan saygılarımı iletirim. Lütfen siz ve kabineniz iyi düşünün Ortadoğu’daki dostluk kalenizi yıkmayınız.”