SİYASET
Bebeğiniz beyni ve kafatası olmadan doğabilir! Anensefali Hastalığı!
Bebeğiniz beyni ve kafatası olmadan doğabilir! Anensefali Hastalığı!
Çok fazla bilinmeyen bir hastalık; ‘Anensefali‘.
Gebelik süresi içinde yapılabilecek çeşitli testler ile tespit edilebilen bu fetüs hastalığı, önlem alınmadığı takdirde bebeğinizin beyni ve kafatası olmadan doğmasına neden olabilir.
Dünya geneline bakıldığında, ortama her 1000 doğumdan 1’in de anensefali sendromu görülebilir.
Anensefali denilen bu hastalı, gelişim süreci devam eden fetüsün kafatası ve o bölgedeki derinin olmaması ve beyninin gelişmemesi durumudur.
Nedeni bugün bile tam olarak anlaşılamayan bu hastalık için en kuvvetli iddia fetüste folik asid, bakır ve çinko eksikliğinden kaynaklı olabileceği yönünde.
- Meroakrani: Hastalığın hafif formudur. Kranial kılıfta serebrovasküler yapı ile sarılı küçük bir defekt bulunur.
- Holoakrani: Hastalığın ağır formudur. Yani beynin tamamı ile olmaması durumudur.
Bebeğin hangi gruba ait anensefali olduğu, hamilelik döneminin 14. Haftasının ardından anne adayına yapılan ultrasonografi sayesinde anlaşılır ve incelenen bütün vakalara kesin tanı konabilir.
Anensefalik infantların doğumu, genelde normal doğumlardan önce gerçekleşir. Anenseflai doğumlar yaklaşık olarak hamilelik döneminin 37. haftasında gerçekleşir. Bebeğin doğum kilosu, beynin ağırlığı çıkarılarak hesaplanır ise, normal sınırlar içerisinde kabul edilir.
Anensefalik bebeklerde normal bebeklerdeki beyin gelişimi olmadığı için bilinç yoktur, ancak beyin sapı fonksiyonları normalmiş gibi görünebilir. Ayrıca bu vakalarda bilinç her zaman açıktır, fetüsler komada olmaz.
Buna bağlı olarak da bebek, gelişi güzel hareker edebilir. Örneğin, korkutulması halinde, ani tepkiler verebilir.
Tehlikeli uyaranlara cevap şeklinde tepkiler verebilen bebek, beslenme ve solunum ile alakalı genel geçer refleksleri de normal bir bebekmiş gibi yerine getirebilir.
Tercih anne ve babaya ait olsa da, böyle bir gebelik ile karşılaşıldığında hamileliğin sonra erdirilmesi, yapılması gereken en doğru şeydir.
Çünkü, Anensefalik problemler görülen bebeklerden yaklaşık olarak %70’i, ölü olarak doğar. Canlı olarak doğan bebeklerin hayatta kalma olanağı ise yok denecek kadar azdır.
Ancak nadiren de olsa, bebeklerin beklenenden bir müddet daha uzun yaşadığı görülmüştür.
Dünya üzerinde sayısı 5’i geçmeyen uzun yaşamış anensefalik bebekler, en fazla 3 yaşına kadar yaklaşabilmiştir.
Ve bu bebeklerde tuhaf bir şekilde, beyin gelişimi olmamasına rağmen yürüyebilme eğilimi görülmüştür.
Ersoy K