SİYASET
Said Nursi saçmalığı ve Tarikatlar insanları nasıl şirke götürüyor!
Said Nursi saçmalığı ve Tarikatlar insanları nasıl şirke götürüyor! Alt kısımda inceleyeceğiniz üzere bir paylaşım yapacağım şu SAİD NURSİ denen hainin bana göre kişiliğine bakalım aynı Zaman’da bu kişi biz savaş etmeden önce fetvalarında savaşmayın direnmeyin diyerek fetvalar verdiği gerçeğini unutmayın onları da araştırsanız bulursunuz ne demiş yunan ile İngilizler, Fransızlara savaşana Said Nursi ne fetva vermiş okursunuz..
1. RİSALE-İ NUR, yirminci asrın Müslümanlarını ve bütün insanları koyu bir fikir karanlıklarından ve müthiş dalâlet yollarından kurtarmak için müellifin kendi ihtiyariyle yazılmış değil, CENAB- HAKKIN LİSANI İLE YAZILMIŞ BİR ESERDİR…
2. (…) Bu hakikatlardan anladım ki, Risale-i Nur, bu asrın insanları olan bizler için yazdırılmıştır.
3. Ey Risale-i Nur! Senin, hakkın dili, hakkın ilhamı olup O’nun izni ile yazıldığına şüphe yok. “Ben, kimsenin malı değilim. Ben hiçbir kitabdan alınmadım, hiçbir eserden çalınmadım. Ben Rabbânî ve Kur’ânîyim. Bir lâyemut’un eserinden fışkıran kerametli bir Nûr’um.”
Nur Risaleleri’nde hemen aynı mealde, başka ifadeler de kullanılmıştır:
4. Yazdırıldı.
5. Yazdırılmış.
6. Yazdırılmadı.
7. İhtiyarsız.
8. Mânen icbar edilmiyorum.
9. İzin olmadığından yazılmadı.
10. İhtiyarım haricinde olarak uzun yazdırıldı. Hikmetini de anlamadık, belki bir hikmeti var diye öylece bıraktık.
11. Hakikattan haber aldım.
12. İrade ve ihtiyarım ile yazmadım.
13. İhtiyarsız olarak te’lif edildiğinden.
14. Beyana izin verilmedi.
15. İhtiyarsız sevkedildim.
16. Yazmaya izin verilmedi.
Açıkça anlaşıldığı üzere Said Nursi kendi iradesi ile değil Allah’ın yönlendirmesiyle yazdığını iddia etmektedir, fakat nurcular cevap vermek yerine hakaret etmeyi tercih etmekle karakterlerini ortaya koymaktadırlar…
1. Rehberler, 141, Gençlik Rehberi/Risale-i Nur Nedir? Ziver Gündüzalp kardeşimizin Konya Nur Talebeleri adına, Risale-i Nur hakkında görüşlerini ifade edip, Ankara Üniversitesi gençlerine gönderdiği bir konferanstır.
2. Müdâfaalar, 300, Afyon Müdâfâsı/Zübeyir’in Müdafaasıdır.
3. Müdâfaalar, 347, Afyon Müdâfâsı/Afyon Mahkemesi Kararnâmesinden/Sanıklardan Bilahere Yakalanmış Olduğundan, Bilirkişilere Tedkike Gönderilemeyen Sair Eserler ve Mektublardaki Suç Mevzuu Olan Yazıların Hulâsaları. Benzer ifadeler için bak. Şuâlar, 141, 523, 535, 545, 590; Mektubat, 361, 362; Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, 68, 74; Kastamonu Lâhikası, 14, 179, 212; Âsâ-yı Mûsa, 118; Tarihçe-i Hayat, 579.
4. Şuâlar, 219, Onbirinci Şuâ/Meyve Risalesi/Bu Onuncu Mes’eleye Bir Hâtime Olarak İki Hâşiye; Siracü’n-Nûr, 62, Otuzbirinci Mektuptan Yirmialtıncı Lem’a/İhtiyarlar Hakkında/Onbirinci Rica; Îman ve Küfür Muvazeneleri, 111, Meyve Risalesi’nden/Onuncu Mes’elenin Hâtimesi Olarak İki Hâşiye/Birincisi.
5. Lemeât, 68, Mebhaslar/Kur’ân, Kendi Kendini Himaye Edip Hâkimiyetini İdâme Eder.
6. Tarihçe-i Hayat, 398, Denizli Hayatı/Bu Fıkra Bir Casus Vasıtasiyle Resmî Memurların Eline Geçtiği İçin “Lâhikaya” Girmiştir; Âsâ-yı Mûsa, 82, Meyve Risalesi/Onbirinci Mes’elenin Hâşiyesinin Bir Lâhikasıdır/Sâlisen/Hâşiye; Şuâlar, 236, Onbirinci Şuâ/Meyve Risalesi/On birinci Mes’elenin Haşiyesinin Bir Lahikasıdır/Saniyen/Hâşiye; Siracü’n-Nûr, 172, Denizli Müdâfaası/Bu fıkra, resmi me’murların ellerine bir casusun eliyle geçtiği için buraya girdi.
7. Sözler, 247, Yirminci Sözün ikinci makamı/İki Mühim Suale Karşı, İki Mühim Cevap/Birincisi/Hâşiye; Âsâ-yı Mûsa, 76, Meyve Risalesi/Onbirinci Mes’elenin Hâtimesi; Mektubat, 85, Ondokuzuncu Mektub/Mu’cizat-ı Ahmediyye/Üçüncü Nükteli İşaret/Hâşiye; Zülfikar Mecmuası, 123, İkinci Zeyl/Yirminci Söz/iki Mühim Suale Karşı İki Mühim Cevap/Birincisi/Hâşiye.
8. Kastamonu Lâhikası, 15, Yirmiyedinci Mektubdan/Azîz, Tam Sıddık Kardeşlerim.
9. Kastamonu Lâhikası, 28, Yirmiyedinci Mektubdan/Mânevî bir ihtar ile bir-iki ince mes’eleyi size yazıyorum.
10. Kastamonu Lâhikası, 78, Yirmiyedinci Mektubdan/Küçük Hüsrev olan Feyzi’nin ve Emin’in suallerine bir cevab ve hâşâ hurafe tevehhüm edilen bir rivayetin bir mu’cize-i gaybiyyesidir.
11. Kastamonu Lâhikası, 115, Yirmiyedinci Mektubdan/Gayet Ehemmiyetlidir.
12. Şuâlar, 83, Yedinci Şuâ/ Âyetü’l-Kübra/Mühim Bir İhtar ve Bir İfade-i Meram/Beşincisi.
13. Şuâlar, 151, Yedinci Şuâ/Âyetü’l-Kübra/İhtar.
14. Şuâlar, 480, Onbeşinci Şuâ/Elhüccetü’z-Zehra/Üçüncü Medrese-i Yûsufiye’nin Tek Bir Dersinin Üçüncü Kısmı/Mukaddime.
15. Şuâlar, 501, Onbeşinci Şuâ/Elhüccetü’z-Zehra/Elhüccetü’z-Zehra’nın İkinci Makâmı/Dördüncü Kelime-i Kudsiye.
16. Sözler, 157, Ondördüncü Sözün zeyli.
neyse..
Şimdi bu açıklamaların ve yazıların diğer kısımlarında kül halinde vb cümleler var, yani Allah’ın ipi demek oluyor o zaman ki Türkçeye göre, yani buna sarılın diyor, Rahman ve rahim olan Allah ne diyor Kuran’a sarılın Said Nursi ne diyor risaleye sarılın, tanıdık geldi mi cümle.. bu ipi bugün bir çok alim zannetmiş olduğunuz zalimler ‘de buna sarılın diyor mu diyor. İsim vermeyeceğim ama birisi demem lazım Vatan haini gülen.. ona ‘da çok sarıldılar zamanın ‘da kim tarikatlar kim, maalesef ilmi olmayan iki kelam öğrenmek isteyip kandırılan kişiler. Sandılar ki kurtuluş onda ve yazdığı Eser’de hayır, Allah’ın dışında dost edinmeyin diyor rahim olan Allah ama maalesef bugün radikal İslam ve ihvancı teröristler ise tam tersi nerede bir sakal varsa öpüyor tıpkı zamanın ‘da gülen denen kul hakkı yiyen binlerce öğrencinin haksız atanmasına sebep olan, rektörlerin beyini yıkayan sünepe gibi. Aha işte bu Gün’de böyleleri var hem de daha beteri var.
Ey Müslüman sen ki binlerce sene cihana hükmetmiş, Peygamberi ile evreni sarmış Allah’ın kudreti ile savaşlar kazanmışsın bir soysun ne mutlu sana, İbrahim’in soyundan gelen sen Türk kardeşim senin bir sakala, cübbeye ihtiyacın yok, senin ihticın olan okumak, ilerlemek,eserler üretmek, hayırlı işerler yapmak, dinini yaymak ve ahlaklı olmak.
Said Nursi denen zatın yolundan gidenlere bakın hepsi Mustafa Kemal Düşmanı okudukları eserler ile kendilerini evliya sanan arkalarında orduları olan bu sünepe topluluk aslında şirk yolundadır. Ne ıslama ne’de bu ülkeye hiç hayırlı olmadı.
Bu gaflet içinde maalesef genç beyinler yıkanıyor. ilmin, fiziğin, kimyanın, teknolojinin konuşulması gereken okullar bu müptezeller yüzünden ne eser üretebildi ende dinini tam olarak anlayabildi
ne dine olarak deist oldular, ateist oldular.
Bu gün birileri bir ip dağıtıyor, anahtar dağıtıyor? Öncelikle doluluklara aldanırsanız vallahi Şeytanın kalabalığı daha büktür oyunu gibi, kalabalık sizi çeker içine, tıpkı cehennem gibi, dünya malının zenginliği gibi. Deccal arayan arkadaş, sen dünyanın balına, şerbetine, servetine kanmaya devam et.
Pirler huzurunda aşk kalabalıkta ulu orta değil, 40 içinde yanmak gibidir.
Siz size verilen bala kanmayın, içini görmediğiniz ortamın ‘da dumanına uğramayın, unutmayın Hassan sabbah dahi nasıl kullandı dini. Siz haşhaş deyin ben din diyeyim.
Maalesef Sid Nursi gibi ve diğerleri gibi Şehitlerimize dil uzatıp yunanı övenlere biat etmeyiz ‘de edenlerin hali de Orta’da oldu mu hep oldu ama vakit geldiğinde hepsi kayboldu ne onlara bakan oldu ne sahip çıkan, perişan halde oldular. bunlarında sonu böyle.
Kısacası devletimizin tüm tarikat ve Cemaatleri kontrol etmesi gerekiyor, sadece tarikat ve cemaat mi vakıf ve evleri’de kontrol etmesi gerekiyor
NEDEN
Son 10 yıldır Hristiyan okulları ve evleri hızla açılmaya devam ediyor, Osmanlı dönemin ‘de sonra hızla kapatılan okulların 1950 yıllarından sonra açıldı bir kısmı kontrol edilmek üzere lakin son 13 yıldır hız kesmeden devam ediyor, bakın bu çok tehlikeli, bu grupların çoğu Siyonizm içindedir, ılımlı İslam olarak açılmaya başlayan bu yerler hız kesmiyor kimse ‘de sormuyor. Arkadaşlar hadi biz salağın geçtik bugün metrolarda, otobüslerde farklı dinler tanıtılıyor bir şekilde bunun bedelini bu gençler öder, inançsız kişi ‘de onlara uyup gider.
Bakın fikir babaları nasıl bu terör gruplarının hepsi aynı
radikal islam: Kendi uydurdukları din ve anlayış ile kendinden olmayan herklesi öldürmek için gün bekelyen fırsat kollayan kişiler tamamı sapık IŞİD gibi.
Siyasal islam: Kendi uydurdukları ve inançlarına göre hareket etmeyen kimse söz hakkına sahip değildir, dinsizdir, siyaset ile haşır neşir olurlar, ikna olmuyorsa silah kullanmaktan ve çarpışmaktan asla geri durmazlar
İhvan: En küçük terör grubu kendi içlerinde alim ve sözcüleri vardır, bunların en üstü bir tarikata veya hocaya bağlıdır, bir üst rütbesi ise devlet adamlığı oluyor buda siyasal islamın diğer koludur bugün!
Gerçek ihvan artık bulunmamak ile birlikte çeşitli tarikatlarda olan ihvanlar gülenin yazdığı kitaplardan etkilenmiş topluluktur, Osmanlı döneminde ihvan halkın durumunu gözeten hakkını ariyan İslami değerlerle halkın din, dil ayırt etmeksizin hakkını arayan kişidir, onlarda şeyh veya bir tarikata bağlı olurlar genel olarak bir tek ihvan olur bir şehir ‘de, Günümüz de ihvan inancı mısır inancına kaymıştır buda gülenin zamanında çevirtmiş olduğu ihvan kitapları ve öğretileri içinde odluğu için maalesef. Türkiye’de ihvan geçmişi değil fetönün yapısını anlatıyor duruyor düzelmeleri ise zor. o beyinler kontrolden çoktan çıktı.
Şimdi herkesin dediğim gibi bir ipi var bir eseri var işte bu eserler ile okuyup inanıp hocanın bildiği var sorgulanmaz derseniz daha çok açı çekersiniz, bana kalsa diyanetin açıklama yaparak kontrol etmesi gerek bunları ama Başkan’da o tecrübe ve bilgi yok gibi duruyor.
Şimdi bu yazıyı okuyan belge vs ister olur ne olmaz buyrun kendisini Allah ile ortak koşan adamın Ermeniler ile pozu.. nasıl mı aynı dönem savaş halinde yüzlerce kişinin öldüğü bölgede hemde.. ne alaka değil mi çok alaka.. sonrasında okul yaptırmaya kalkıyor ve destek alıyor acaba kimden alıyor?
neyse ne sonuç olarak binlerce kişi ölüyorken birileri ‘de böyle ihanet ederken bir yandan da alim sanılmış ama bu durum o dönem olabilir ‘de bu dönem nasıl oluyor halen anlamak mümkün değil, algı büyük.
Unutmadan öyle bir zaman gelecek ve Nursi’ye birileri arabalar hediye edecekti.. Düşünün bir haine hediye kim verebilir, elbette başka bir hain!
Kısacası güzel insanlar herşey eğitimde bitiyor, bugün şeytani semboller ‘de ve öğretilerde çocuklar aslında eğitim olarak ilk aşamanın anlamayan bilmeyenlerin kastedildiğini bilin, yani aha çocuklar için tehlike dediğiniz olaylar bilmeyenin yoludur, sembollerde çocuklar bilinçsiz bireylerdir yani kandırılması en kolay kişi bilmeyendir, eee sen okuyup bilmezsen gideceğin yolda şeytanın kucağıdır. Muhtemelen bu çocuk olayını ilk defa duyuyorsunuz değil mi? duymanız normal çünkü dini dahi araştırmanız, düşmanı dahi okumadınız ki nereden bileceksin youtube üzerinde öğrenecek haliniz’de yok biz nasıl öğrendik, sakal bırakarak değil dirsek çürüterek
Ha kurtarmam mümkün mü evet buda devletin ve din adamlarının görevidir.
Sonra bedelini çok ağır öderiz tıpkı Osmanlı gibi, batıya şirin görünmek adına yapılan bu yapıların çoğun ‘da o vatan haini gülenin parmağı yok mu? bene var peki sence var mı?
ERSOY K
Continue Reading