Connect with us

EKONOMİ

“Betona fazladan su katmak cinayettir”

Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık’la röportajımızın ilk bölümünde ‘Deprem bölgesinin yeniden inşası, konut kampanyaları, İstanbul’daki riskli binaların depreme karşı yenilenmesi için inşaat sektörünün kapasitesi yeterli mi’ sorusuna cevap aramıştık.Işık’la konuşmamızın devamında sektördeki insan kaynağı, betonun denetimi ve uygulanmasına dair önemli bilgiler aldık.”İNSAN KAYNAĞI EN BÜYÜK SORUNUMUZ”İnşaat sektöründeki insan kaynağı durumunu anlatan Yavuz Işık şu ifadeleri kullandı:”İnsan kaynağı en büyük sorunumuz. Biz Türkiye Hazır Beton Birliği olarak şimdiye kadar beton sektöründe çalışan 18 bin emekçiye; beton pompası operatörü, transmikser operatörü, laboratuvar teknisyeni, santral operatörü eğitimi verdik. 40 saat eğitim verdik. Bunların 24 saati mesleki eğitim, 8 saati ilk yardım, 8 saati de iş güvenliği.”KALIP İŞÇİLİĞİ NOKTASINDA CİDDİ SIKINTIMIZ VAR”Aynı zamanda Türkiye Hazır Beton Birliği, Merkezi Yeterlilik Kurumu’nun da sınav yapımcısıdır. Bu yasal bir uygulamadır. Pompa operatörünü siz sınav yapıyorsunuz, eğer onu kullanmaya yeteneği varsa ona ehliyet veriyorsunuz, o onun diploması gibi oluyor. Biz beton işçilerine de veriyoruz. Beton işçiliği de çok önemlidir. Şimdi işte televizyonlarda hocalarımız anlatıyor paspayları, betonun iyi vibrasyonu gibi… Onların eğitimini de biz veriyoruz, onların sınavını da biz yapıyoruz ama bununla bitmiyor. Kalıp da çok önemli kalıp işçiliği noktasında demir işçiliği noktasında çok ciddi sıkıntımız var.””ÇOK İYİ USTALAR YURT DIŞINA GİTTİ”Konusunda uzman olan ustaların yurt dışına gittiğini belirten Işık, “İnşaat sektöründe yaklaşık olarak 2 milyon 100 bin civarında işçi vardı. Bu 2019’da 1 buçuk milyona kadar düştü. Ciddi şekilde bu emekçiler işsiz kaldılar. Şu an 1 milyon 800 bin civarında çalışan emekçi var. Fakat çok iyi ustalar, işinde iyi olanlar hep yurt dışına gitti. Dünyanın her tarafında Türk müteahhit firmaları, Türkiye’den sadece mühendisleri götürmüyorlar, işçileri de götürüyorlar, personel de götürüyorlar ve buradan da inşaat malzemelerini biz ihraç ediyoruz oraya. Çimentosundan tutun alçısından çeliğine kadar. Bir tek beton ihraç edemeyiz, o da lokal bir ürün. Bunun dışında inşaat malzemelerinde çok ciddi bir ihracat var. Bunları alanların çok önemli bir kısmı Türk firmaları.Afrika’da, Avrupa’da, Kuzey Amerika’da, Latin Amerika’da, Türk cumhuriyetlerinde, Rusya’da, orta Avrupa ülkelerinde çok şantiyemiz var. Orada hep Türk işçileri çalışıyor, onlar da döviz gönderiyor tabii Türkiye’ye, buraya para transfer ediyorlar” diye konuştu.”ÖNCE CAN SONRA CANAN, ELİMİZİ TAŞIN ALTINA SOKACAĞIZ”Yavuz Işık, depremin ardından iç pazardaki ihtiyacın artmasıyla ihracat konusunda bir kısıtlama olup olmayacağıyla ilgili sorumuza şöyle cevap verdi:”Şu anda bir karar yok ama depremden önce Ticaret Bakanlığı, bazı ürünlerin ihracatı kayda bağlıdır diye bir takım kararlar almıştı. Önce can sonra canan, önce biz kendi işimizi yapacağız, kendi konuklarımızı üreteceğiz, sorumluluk alacağız, elimizi taşın altına sokacağız. Vatandaşımızın bir an önce mağduriyetini nasıl gideririz, nasıl yardımcı oluruz ona bakmak lazım.”BETONUN DENETİMİ NASIL YAPILIYOR?Işık, beton üretiminin denetlenmesi konusunda yapılan çalışmaları şu sözlerle anlattı:”Türkiye Hazır Beton Birliği olarak Türkiye’deki üretilen betonun yüzde 65’i bizim üyelerimiz tarafından üretiliyor. Bunların hepsi ciddi, büyük firmalar. Bunların Türkiye genelinde 400’e yakın tesisleri var. Bu tesislerin hepsi Türkiye Hazır Beton Birliği’nin kalite güvence sistemi tarafından denetleniyor. Yılda bir kere sistem denetimi yapılıyor, 3 kere de ürün denetimi yapılıyor. Türkiye Hazır Beton Birliği’ne üye firmaların tesislerinde mutlaka bir inşaat mühendisinin bulunma şartını getiriyoruz ve laboratuvar şartı getiriyoruz. Laboratuvarı olmayan, inşaat mühendisi olmayan zaten bize müracaat bile edemiyor. Müracaat ettikten sonra biz orada bütün ürünlerin C belgesi var mı, çimentonun agreganın kimyasal katkılarına bakıyoruz. Onlarla ilgili birçok teknik analizimiz var. Gereken hususlar var onları yerine getiriyoruz. Sonra bütün sistemlerini kontrol ediyoruz. Dozajlama ile ilgili çimento dozlarıyla ilgili, su-çimento oranları ne kadar, betonla ilgili teknik ne varsa hepsi Türkiye Hazır Beton Birliği tarafından denetleniyor. Bizim kaygımız Türkiye Hazır Beton Birliği tarafından denetlenmeyen yüzde 35’lik kısmıdır.Tabii ki Çevre ve Şehircilik Bakanı, Türkiye’deki her metreküp betonun sorumlusudur. Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin ister Hakkari’de ister Ankara’da, ister İstanbul’da ister Trabzon’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın il müdürlükleri hem orada EBİS (Elektronik Beton İzleme Sistemi) ile denetim yaparlar. Numuneler alınır, o numunelerin içine çip konur. O çipler daha sonra eş zamanlı olarak 7 ve 28 günde kırılır. Hem mali açıdan hem teknik açıdan Çevre Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın ekranlarına düşer. Aynı zamanda piyasa gözetim denetimi vardır, PGD denetimi… Çevre Şehircilik Bakanlığı il müdürlükleri yolda giden her mikseri durdurma yetkisine sahiptir. Durdurur, poliçesinin fotokopisini alır. Ondan sonra arkasından numune alır içindeki beton irsaliyede yazan beton sınıfıyla eşleşmiyorsa o beton firmasına ciddi ceza yazar. Birkaç cezadan sonra da o beton firmasını kapatır. Üçüncü denetim de belge denetimidir. Onlardan bir tanesini de Türkiye Hazır Beton Birliği belge veriyor, betona G belgesi veriyoruz.Komponentlere, çimentoya, agregaya kimyasal katkıya CE belgesi verilir. Çevre Bakanlığı, bunun denetiminin kontrolünü yapar. Çevre Bakanlığı aslında betonu denetliyor ama Türkiye Hazır Beton Birliği, çok daha detaylı, çok daha disiplinli ve standartlara tam uygun olarak denetim yapıyor.””BETONA FAZLADAN SU KATMAK CİNAYETTİR”Kaliteli betonun inşaat alanına geldikten sonra uygulamanın ne kadar önemli olduğuyla ilgili de detaylı bilgi veren Işık şöyle konuştu:”Çok güzel bir konuya değindiniz. Şimdi beton santralinde betonu gayet iyi hazırladınız, transmikserle inşaat alanına gönderdiniz. İnşaat mahallinde beton pompalanırken bir takım sıkıntılar meydana geliyor. Burada en önemlisi su-çimento oranıdır. Siz eğer santralden gelen betonun içine su katarsanız, hazır betonun kolay işlenmesi için şantiyede bir metreküp betona eklenen 10 litre su nelere sebebiyet veriyor… Basınç dayanımını yüzde 10 azaltıyor, metreküp başına 15 kg çimentonun etkisini boşa çıkarıyor, yüzeyde büzülme çatlaklarını yüzde 10 artırıyor, rötre çatlakları oluşuyor ve betonun geçirgenliğini yüzde 50 arttırıyor. Bu nedenle beton içinde donatı daha kolay korezyona uğramakta. Sonuç olarak yapıdaki betonun istenilen performansı vermesi mümkün olmuyor. İnsanların güvenliği riske giriyor. Bu en önemli husus. Siz eğer inşaat mahallinde betona su verirseniz o betona fazladan su katmak, bakın bu kelimeyi özellikle kullanıyorum cinayettir!Betonu kalıba yerleştirdikten sonra betonu çok iyi şekilde vibre edeceksiniz, demir donatısıyla beton kucaklaşacak, deprem veya herhangi bir sarsıntı halinde demir donatısı beton içinden kolayca sıyrılıp gitmeyecek. Ve betonun üzerine çok iyi işçilik yapacaksınız.”PASPAYLARINA ÇOK DİKKAT ETMEK LAZIM”Kalıp işçiliğinde paspayları var, kalıp ile demir donatısı altında bir miktar boşluğun olması gerekiyor. O boşluğu biraz fazla bıraktığınız zaman beton dökülüyor, demirler ortaya çıkıyor. Biraz fazla yanaştırdığınız zaman demir zaten ortada. Dolayısıyla demir veya çelik çabuk paslanıyor, korozyona uğruyor. Paspaylarına çok dikkat etmek lazım. Son olarak da betonun kürü, biz ona çevresel etki diyoruz. Betonu çok iyi kür edeceksiniz. Betonun bakımı… Beton döküldükten sonra diyelim ki 12 saat sonra veya 8 saat sonra beton dondu. Ondan sonra mümkün olduğu kadar bol su vereceksiniz ki betonun içindeki hidratasyon ısısını, betonun içindeki su buharlaşıyor, onu sizin balans etmeniz lazım. Betona bakım yapacaksınız, kür yapacaksınız. Bu kademeler çok önemli. Burada da yine işçilik öne çıkıyor. Biz Türkiye Hazır Beton Birliği’nin işi gücü yok da niye betoncu alıyor, eğitiyor, sınava sokuyor, belge veriyor. Bunu ehliyetsiz insanlar yapmasınlar diye, bunu bilinçli insanlar yapsın, bu işten anlayan insanlar yapsın diye.””KAPASİTE YETERLİ, HERKES BİRAZ KANAATKAR OLACAK”Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, deprem bölgesinin yeniden inşası, konut kampanyaları, İstanbul’daki riskli binaların depreme karşı yenilenmesi için inşaat sektöründe malzeme talebinin artması nedeniyle fiyatların artıp artmayacağıyla ilgili, “Bunu şimdiden tahmin etmek mümkün değil. Bu depremin hem sosyal sonuçları var hem ekonomik sonuçları var. Tabii ekonominin altın kuralı var; arz-talep dengesi. Arz ve talep ile fiyat ortaya çıkar. Şu anda daha kimse inşaat falan yapmıyor. Kimsenin betona ihtiyacı yok, betonun içindeki komponentlere, çimentoya, agrageye ihtiyaç yok. Ne kadar talep olacak? O talepten dolayı fiyatlar nasıl yukarı çıkacak? Şimdiden tahmin etmek mümkün değil ama devletimiz orada bizim başımızda, ilgili bakanlıklarımız var. Ticaret Bakanlığımız var, Maliye Bakanlığımız var. Bu fiyat artışlarını çok iyi denetlemek lazım. Çelik fiyatları aslında aynı şekilde gidiyordu. Çelik üreticilerine, beton üreticilerine, çimento üreticilerine çok dikkat etmek lazım. Onun dışında işte alçı üreten ve tuğla üreten, cam üreten, kapı pencere üreten hepsini mercek altına koymak lazım. Hepsinin kapasitesi yeterli. Herkese ekmek var, herkese iş var, herkes biraz kanaatkar olacak” dedi.”BAKANLIK FİYATLARI TAKİP EDİYOR”Bakanlık, fırsatçıların kötü niyetli insanların önünü kapatmak için fiyatlarda istikrar istiyor. Fiyat artıranları affetmeyeceklerini söylüyorlar. Dünyada petrol fiyatları düşüyor, kömür fiyatları düşüyor, döviz de böyle seyrederse fiyat artışı olmaması gerekiyor. Bakanlık sebepsiz fiyat artışını takip ediyor.” ÖNE ÇIKAN HABERLERKonut satış rakamları açıklandıİstanbul’da konut fiyatlarında tarihi zirve”30 bin konutu projelendirdik”En yaşlı konut stoku Fatih ve Üsküdar’daDeprem sonrası Mersin’de fahiş kira artışı

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir