EKONOMİ
Deprem önlemi almak ve depreme dayanıklı bina yapmak zor mu?
Hepimiz kaybettiğimiz canlar için ağlıyoruz, öyle ki bu deprem göz, göre, göre geldi ama beklenen deprem bu değildi, asıl beklenen deprem daha olmadığını söylüyor bir çok uzman, acısını yaşadığımız her depremin ardından bir ay sonra gündem unutuluyor, ölenlerin isimleri dahi unutuluyor. Tabii en büyük eleştiriyi ‘de hükümet alıyor çünkü uzun yıllardır iktidar olan parti önlem alamadıysa eleştirilir ve dersiniz alır seçimde.
Konu seçim değil yani bu dayanıklı binaları yapmak zor mu? Okumuş her birey ve araştıran her birey bunun aslında zor olmadığını görecektir, Dünya üzerinde en fazla deprem yaşayan ülke Japonya halkı hem bilinçli hem de sert kanunları var deprem için!
Rezidanslar dahi dayanıksız çıktı deprem ‘de o koca binalar çatladı duvarları, bazı görüntüler ise ders olmalı bakanlığa kardeşim hiç inceleme yapmadın mı demeli ve ben olsam şahsen Cumhurbaşkanı görevini yapmayan kişiyi o makamda 1 dk tutmam veya onurlu bir kişi zaten kendisi istifa eder ama maalesef.. ders alan ‘da yok görevden alınanda da suçlu kim onu ‘da Allah çok iyi biliyor.
Gelin bakalım zor mu bu binaları ve rezidansları yapmak gerçekten inceleyelim mi? bakalım çoğu fırsatçı müteahhit dediği gibi zor mu bu binaları yapmak?
Eseneyen ve kırışlmayan yapılar kısaca şöyle anlatmak gerekiyor, depremin vurduğu ilk anda en alt kısma şiddet uygulanır bu tip deprem’de alt yukarı alana esneme yapamadığı için hasar oluşmaya başlar ve bina yıkılır, esneyen yapıların bazı kısımlarına metal plakalar yerleştirilir ve bina tüm yükü belli seviyede her alana yayar ve asla yıkılma olmaz tabiki hırsız bir müteahhit ortaya çıkmadığı zaman.
Yine aynı şekilde tabanda olan bazı işlemlerle binanın sarsıntısını en aza indiren ve 8 şiddetinde olan deprem de dahi yıkılma olmayacak yapılar yapmak zor değil şimdi gelelim diğer meseleye sene 1999 not alın bir yere..
Peki biz bunu denedik mi?
Elbette denedik hem de öyle bir yerde denedik ki aklınız şaşacak sebebi ise yapılarda kullanmadan önce bunun testini gerçekleştirmekti ve başarılı oldu onu da şu şekilde izah etmek lazım.
Bolu Dağı Kaynaşlı kesimindeki viyadük burada bir İtalyan şirket adını da vereyim ki seçim zamanı kapınıza gelen millet vekili adaylarının yüzlerine atarsınız!
İtalyan Astaldi firması yaptı orayı nasıl mı çok ‘da güzel yaptılar 3 kez yıkılmadı, hem de altından aktif fay geçmesine rağmen 3 deprem yıkılmayan yer!
En son deprem ‘den sonra yenilenmesi gereken yerler yenilenmedi ve sadece zarar gördü aslında tamamen yıkılması lazımdı ama yapının sağlam olması ve dayanıklı olması depreme bunu en aza indirdi, yanlış hatırlamıyorsam bunu yaptıran Bülent Ecevit olması lazım, yanlışım varsa düzeltin.
Şimdi bir örnek daha vereyim ki bizim hırsızlara ve dolandırıcı ev yapan rezidans yapan ve size show yapanların yüzüne tükürmeden önce bunu da iletiniz.
Tokyo’nun en yüksek binalarından biri olan 240 metrelik Roppongi Hills Mori Tower’da, petrolle doldurulmuş tamponlar kullanıldı. Bu sistemde, petrol deprem sırasında sallantının aksi yönüne doğru akarak şiddetini azaltıyor.
Şimdi bir karşılaştırma yapalım bizde deprem ‘den büyük açılar çektik ve çekmeye devam ediyoruz.. Bakın biz acı çekerken Japonya ne yapmış..
11 Mart’ta Japonya’da meydana gelen 8.9 şiddetindeki deprem ve hemen arkasından gelen tsunami ile sarsılan ülkede ajanslar depremde ölenlerin sayısını 19 olarak duyururken, yüzlerce kişinin de kayıp olduğu bilgisini verdiler.
Bir dk gözlerinizi kapatın ve 8.9 şiddetin ‘de olan bir depremi düşünün. Türkiye’de kaç bina ayakta kalır?
Bu soruyu halk soruyor aslında ama birilerinin de sorması gerekiyor, öyle depremden sonra birlik mesajı vermek kolay işi yapmak zor mu? Hadi bu şehircilik düzenlemeleri yapılıyordu ne oldu bu binalar ‘da zarar gördü demek ki denetleyen olmadığı gibi hırsızda varmı..şimdi bu katiller hesap vermeyecek bunları denetlemeyen ve görmezden gelen hesap vermeyecek öylemi?
Sizde adamız diye mitingler, seçimlerde gidip o güzelim halktan garibandan oy isteyeceksiniz öylemi sizin ben kalıbınıza tüküreyim!
Gelelim Japonların en yapma işlemine bu balık yiyen çekik gözlü arkadaşlarımıza.
Bölmeler, kapılar ve pencereler çok ince, hafif, ağaç çıtalar üzerinde ışığı geçiren cam ve kağıtlar ile detaylandırılıyor. Portatif olmasıyla dikkat çeken bu yapılar aynı zamanda kullanışlılık da sağlıyor.
Geleneksel ve çağdaş Japon konut mimarisinde rasyonel bir plan anlayışı görülüyor, çıkma ve cumba gibi hareketli plan anlayışı görülmüyor. Türkiye’deki imar anlayışından çok daha farklı bir tarz uygulanan Japonya’da görünümün yanı sıra güvenlik ve kriz yönetimi ön planda tutulmakta.
Uyudukları yerleri mobilyadan çok döşek, yastık ve yorgan ile döşeyen Japonlar bunları sürme kapaklı gömme dolaplarda depolanmaktalar. Günümüz konutlarında iletişim araçları ve beyaz eşyalarını da özel kapaklı alçak mobilyalarda depolayarak devrilme riskine karşı koyuyorlar.
Şimdi soruyorum sizlere bunları yapmak zormuydu?
Eskiden bunları yapmak bize göre zordu peki günümüz teknolojisi içinde bunu yapmak zor mu?
Diğer mesele depreme dayanıklı ev yapacaksınız koy bir kanun maddesi zor mu? ciddi soruyorum, deprem mimari bir sorundur, deprem zeka sorunudur başka birşey değil, insanlar ölüyor, Allahın bir kulunun dahi nasıl hesabını vereceksiniz,
öz eleştiri yapmak lazım, kanal istanbul yerine gelin Türkiyeyi yeniden inşaa edelim, yapıları denetleyelim Allah göstermesin bir deprem olsa istanbul’da kaç ocak yıkılır?
Sayın vekiller o oturduğunuz koltuk bugün var yarın yok, Allaha hesap vereceksiniz hepiniz.
Kusura bakmayın ama beş kuruş etmezsiniz, elinde yetki olan vatandaş sana söylüyorum senin Allaha verecek çok hesabın olacak.
Bina yapan serbest, çalışan serbest, müteahhit serbest, bu millet çalmasında kim çalsın?
Soracaklar ne yaptın kulum için..
Ben olsam bu binaları yapanları tutuklarım ve bütün yaptıkları evlerin hepsini kontrol ederim, bu binaları yapan suçlu ‘da yaptıran suçlu değil mi onu da görevden alırım, Sayın Cumhurbaşkanı bu milletin babası şimdilik sensin anası devlet, sen babalığını adam gibi yaparsan anaya laf gelmez, çocuklarında sana sahip çıkar, şimdi ben olsam ilk bu binaları yapanları sonra bu binaları denetlemeyenleri sonra o en tepede mevkide oturan kişi ne yapmış onu da alırım görevden ve atarım içeri, yetmez, bu binaları yapan kaç kişi var bakarım, bütün belediyelere ver görevi Türkiye’nin her yerinde dayanıksız evler ortaya çıksan bunu suiistimal eden kişiler ise en az aftan yararlanmamak üzere 30 yıl cezaya tabi tut zaten ölür gider.
sahi ne yaptın?
Ben adım bekliyorum senden, sen adımını at ama eksik atma..
Ersoy K