GÜNDEM
Kadına şiddet ve İstanbul Sözleşmesi Algısı
Kadına şiddet ve İstanbul Sözleşmesi Algısı
İstanbul Sözleşmesi üzerinden kadına şiddet meselesi tekrar pompalanmaya başladı. Öyle bir durum yaşanmaya başlandı ki sanki İstanbul Sözleşmesine karşı çıkanlar kadınların öldürülmesini , insan görünülü hayvanlar tarafından işgence görmesini istiyor gibi bir durum meydana çıktı.
İstanbul Sözleşmesine baştan beri karşı çıktığımı Youtube üzerinden de video ile anlatmaya çalışmıştım dilim döndüğüm kadar ile. Fakat şimdi anlıyorum ki hata etmişiz…!
Biz AK PARTİ‘nin seçmeleri ve Reis-i Cumhur Başkan Erdoğan’ın seven Müslümanların üzülmemesi adına, toplumsal cinsiyet ve cinsiyetler eşitliği aldı altın da homoseksüelliği (eşcinselliği) resmileştirmesini istemezken. Yani ; Allah (C.c) için seven ve yalnızca yine Allah (C.c) buğuz ederken makam’ı harici samimiyet ile bunu dile getirirken, bunu bile silah olarak kullananlar pehdah olmuş.
Eskiden CHP Demokrat parti’yi sustura bilmek için elinde Atatürk’ün sopasını alır Atatürk öyle yapmamıştır böyle yapmıştır der Atatürk sopası ile Demokrat Parti’yi döverdi. İşi uyanan demokrat parti ise aynı yöntemi kullanarak Atatürk’ün çizgisinden kayan CHP’yi aynı sopa ile dövmeye başlamış ve bunun sonucu Atatürk hakkında olan olmayan kirli temiz bilgiler ortaya saçılmıştı.
Şimdi ise aynı yöntemi görünen o ki Millet itifakı bloğu kullanmaya başlamış. AK PARTİ tabanın rahatsızlıklarını sanki Millet itifakının rahatsızlığı gibi gündeme getirmeye başlamıştır. İstanbul sözleşmesi de bunu en büyük örneği olarak karşımzda bulunuyor. Kadına şiddet’e karşı Cumhur İtifakı ve kendi özelinde Ak parti sanki hiç uğraşmamış gibi sanki bunun için hiç mücadele verilmemiş gibi davranıp Türkiye’yi ayağa kaldırıyorlar.
İstanbul Sözleşmesi LGBT’yi resmileştiren fakat vitrininde kadına şiddet’i gösteren toplumun dinamiklerini ortadan kaldırmaya çalışan ihanet sözleşmesinden başka hiç bir şey değildir. Kaldırılması en hızlı şekilde gerekmektedir.
İbnliği bir kenara bırakırsak bu ihanet sözleşmesinin kaldırılması meselesinde atılması gereken de önemli adımlar vardır.
Bu adımlar EĞİTİM EĞİTİM EĞİTİM !
Toplum olarak Kadına şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuz gibi Erkeğe şiddetin de her türüne karşısıyız. Toplumumuz içeresinde Trans bireyler Gay bireyler bulunmaktadır ve bunun için alınacak önlem de yine DEVLET BABA ya düşmektedir. Devlet Baba ise evladının sorununa çare olmalı gerek psikolojik tedavi etmeli ve bu sorunun önüne geçilmelidir. Baba evladına sahip çıkar öldürmez . Kadına şiddet konusunda ise nasıl ki doktorlara şiddete verilen ceza en üst seviye’ye çekilmiş ise aynı şekilde en üst seviye’ye çekilmeli ve en önemlisi UYGUNLANMALIDIR aynı şekilde erkeğe şiddette cezası en üst seviye de olmalıdır.
Bu konuyu sopa olarak kullanan herkesi buradan kınıyorum !
Bu konu silah değil toplumsal sorundur siyasi mesele yapanlar ise toplumsal pisliktir.
Kurucu : Raif YAVUZYILMAZ