GÜNDEM
Muş: Türk Ordusuna ‘satılmış’ diyen bir anlayış, bize demokrasi dersi veremez
AK Parti Grup Başkanvekilliği görevinde bulunan Mehmet Muş, “Kendisine oy vermeyen öğretmenleri aşağılayan, AK Parti’ye oy vermenin ‘haram’ olduğunu iddia eden, Türk Ordusuna ‘satılmış’ diyen bir anlayış, bize demokrasi dersi veremez.” ifadesini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, TBMM Genel Kurulu’nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde yaptığı konuşmada, bütçenin bir hükümetin en somut performans ölçütü olduğunu söyledi.
Muş, 2003 ve 2019 döneminde Meclis’teki birçok sunuşlarında hükümetin bütçe açığının milli gelire oranı hedeflerinin ortalamasının yüzde 3,63 olduğunu, aynı dönem içerisinde gerçekleşme oranının ise yüzde 2,42 olduğunu hatırlattı.
Hedeflerin çok üzerinde bir performans gerçekleştirildiğini dile getiren Muş, 90’lı yıllarda ortalama yüzde 6,5’luk bir bütçe açığının söz konusu olduğunu söyledi.
Bütçe ve faiz giderleri ile ilgili konuya açıklık getirmek istediğini belirten Muş, “AK Parti iktidarından önce 100 liralık bir bütçenin 43 lirasını sadece faize veriyorduk. Bu rakam bu dönemlerde yüzde 9-10’lara kadar düşmüş vaziyette. 100 liralık gelirin 10 lirası faize ayrılıyor. Peki aradaki 35 lira nereye gitti? Sağlığa, eğitime, milli savunmaya, sosyal yardımlara ve sayamayacağımız hizmetlere gitti. Bu tablo, faiz hizmet dengesinde, AK Parti iktidarlarında, resmin, millete hizmet lehine nasıl döndüğünün açık bir göstergesidir.” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son günlerde sürekli “Londra’daki tefeciler”den bahsettiğine işaret eden Muş, “Bu bize ait bir ifade değil. Sayın Kılıçdaroğlu’nun özlediği tablo olsaydı eğer, yani 100 liralık gelirin 43 lirası faize gitmiş olsaydı nasıl bir tablo olurdu? Eğer 2021 yılının bütçesinde faiz giderlerinin oranı yüzde 43’te kalsaydı, bugün planlanandan 400 milyar daha fazla faiz ödüyor olacaktık. Bu, milletimizin kasasında kalmıştır. Bu faiz oranları düşmemiş olsaydı, 766 milyar dolar daha fazla faiz ödüyor olacaktık.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kemal Bey, buyursun çıksın karşımıza, 2023’e zaman da var”
Amerikan Borsalarının değerinin 36 trilyon dolardan 16 trilyon dolara düştüğüne dikkati çeken Muş, “Borsa İstanbul’un değeri geçen sene 1,5 milyar dolardı. Bu sene 2 milyar dolara çıktı. Bunun yüzde 10’u 200 milyon dolara satıldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan bu yüzde 10’luk hisse devralınmıştı. Bu devraldığımız rakam, 200 milyon doların çok çok altında bir rakamdır. Çok üstünde bir rakamla satılmıştır.” bilgisini verdi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gizlilik sözleşmesinin imzalandığını hatırlatan Muş, “Onlar açıklamayı uygun bulsun biz rakamı açıklayacağız. Onlardan sorabilirsiniz.” dedi.
Ana muhalefet liderinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde doğal adaylığının en normal şey olduğunu ifade eden Muş, “Burada arkadaşlarımız özellikle sordu, ‘Aday mısınız?’ cevap yok. Adayız dese kayıtlara geçecek. Engin Altay aday olsun bir şey demiyorum. Aday çıkaramıyorlar. Kemal Bey, buyursun çıksın karşımıza, 2023’e zaman da var, aday olsun.” ifadelerini kullandı.
“Elinizdeki yerel yönetimlerde yapılması gerekenleri yapın”
Pandemi sürecinde hükümet üzerine düşeni yaptığının altını çizen Muş, Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütü’ne göre de bu süreci en iyi yönetenler arasında olduğunu vurguladı.
İstanbul’da otobüslerin, pislikten mantar tuttuğunu aktaran Muş, “Daha otobüsleri temizleyemiyorsunuz. Sizin temel göreviniz otobüsleri temizlemek. İnsanlar, balık istifi gibi gidiyor. Garajdaki otobüsleri yola çıkartıp, milletin hizmetine sunmaktan aciz bir yönetim var. İnsanların bir yerden başka bir yere gitmesini temin etmek sorumluğu belediyelerdedir. Bunu bile yapamıyor. Bırakın merkezi hükümeti, siz elinizdeki yerel yönetimlerde yapılması gerekenleri yapın.” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun AK Parti milletvekillerine yönelik “Kurşun asker” benzetmesine yönelik Muş, “Kurşun asker arıyorsanız önce kendi grubunuza bakacaksınız. ‘Aykırı bir ses çıkarını kapının önüne koyarım’ dedi. İYİ Parti’ye, ağlaya ağlaya 20 milletvekilini kiralık verdiniz. Hani irade? Bunlar belki çinko asker, kurşunu da geçtiler çinko, çelik asker. ‘Eğer kabul etmezseniz, listeye yazmayacağız’ dediler. Liste sırası için iradeler kiraya verildi.” diye konuştu.
“Bunlar tefeciyse siz, belediyenizi bu tefecilere niye gönderdiniz”
AK Parti Grup Başkanvekili Muş, “İnsan iddiasından vurulurmuş. Kemal Bey, Londra’daki tefecilere laf ediyor. Tabii bu ifade bize ait değil. Biz, uluslararası finans çevreleri olarak bakıyoruz. Fakat bunlar tefeciyse CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 580 milyon dolar nihai getiri kuponu 6,6 ile borçlandı. 580 milyon dolar Londra’daki tefecilerden, CHP’nin belediyesi borç aldı. Eğer bunlar tefeciyse siz, belediyenizi bu tefecilere niye gönderdiniz?” diye sordu.
CHP’li belediyenin yönetime gelirken “Borçlanmayacağız, İstanbul’un kaynakları İstanbul’a yeter.” deyip, yönetime geldikten sonra 20 milyara yakın borçlanma yetkisi alındığını aktaran Muş, “Genel Başkan ‘tefeci’ diyor. Belediye Başkanı, kutlama töreni yapıyor. Hem de tefecilerin eline düşmüş, belediyeyi peşkeş çekmiş. Diyor ki; ‘Çok düşük orana borçlandık.’ Belediyenin mali yapısı o kadar güçlü ki görür görmez atladı adamlar. O sizin başarınız değil, bizim başarımız. Size, cillop gibi bir belediye devretmişiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendine has üslubuyla “Hemen o parayı iade edin” diyeceğini kaydeden Muş, “Hadi buyurun edin. Hadi etsenize. Sayın Genel Başkanınız, bu 580 milyon doları Londra’daki tefecilere iade ettirebilecek mi, göreceğiz. Belediye Başkanı, Kemal Bey’i mi dinleyecek, yoksa Londra’daki tefecileri mi dinleyecek? Eğer Kemal Bey, bu 580 milyon doları iade ettirebilirse ben de kürsüye çıkacağım kendisinden özür dileyeceğim.” dedi.
“Hangi anlayışla bu terör sevicilere şeref madalyası takıyorsunuz”
Bazı muhalefet çevreleri tarafından hukuk reformu tartışmalarının, terör yandaşlarının salıverilmesine indirgenmek istendiğini belirten Muş, “Kılıçdaroğlu, terör hükümlüsü Demirtaş ve tutuklu Osman Kavala yargılamaları için ‘Göğüslerinde şerefe madalyası olarak taşıyacaklar’ ifadesini kullanmaktadır. Hukuk reformundan terör destekçilerinin tahliye edilmesini anlamak, en hafif tabiriyle aymazlıktan kaynaklanmaktadır.” yorumu yaptı.
Selahattin Demirtaş’ın, Çukur eylemleri esnasında yaptığı bir açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı PKK’dan yana olduğunu beyan ettiğini hatırlatan Muş, “Çukur eylemlerinde halk yok, PKK var. Demirtaş, bunu bile bile güvenlik güçlerimize karşı PKK’yı desteklediğini açıklamaktadır. Bu ordu ne Tayyip Erdoğan’ın ne Saray’ın ordusudur, bu ordu Türk milletinin ordusudur.” dedi.
Demirtaş’ın PKK’yı terör örgütü olarak görmediğini kaydeden Muş, “Demirtaş’ın bu teröre sahip çıkan sözlerini görmezden gelip aklamaya çalışarak, neyi amaçlamaktasınız?” sorusunu yöneltti.
Osman Kavala’nın “Bazı durumlarda bir muhalefet hareketinin de silahlı muhalefet hareketinin de siyaseti belirlemede rolü vardır.” sözüne dikkati çeken Muş, “Bu methiyeler düzdüğünüz Kavala, ‘silahlı muhalefet’ diyor. Demokrasilerde silahlı muhalefet olur mu? Silah işin içine girince bunun adı muhalefet olmaz, terör olur. Şimdi soruyorum; Sayın Kılıçdaroğlu hangi akılla, vicdanla, anlayışla bu terör sevicilere şeref madalyası takıyorsunuz? Unutulmasın ki bu ülkede şeref madalyasını hak edenler, terörle mücadelede canını siper eden aziz şehitlerimiz ve gazilerimizdir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Baskını Sayın Kemal Kılıçdaroğlu meşru göstermeye çalışıyor”
Muş, CHP’nin hem genel başkanı hem de dış politika danışmanının seçilen ABD Başkanından Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmesini istediğini aktararak, “Sandıktan, milletten umudunu kesen CHP, ABD seçimi öncesinde Türkiye’de muhalefeti destekleyerek, iktidarı düşüreceğini söyleyen zihniyete yeşil ışık yakmaktadır. Bu, CHP açısından bir utançtır.” dedi.
ABD’den Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmesini isteyenlerin, her fırsatta Kuvayımilliye ruhundan bahsetmesinin büyük bir tezat olduğunu dile getiren Muş, bu çağrının Kuvayımilliye’nin değil, mandacı zihniyetin yansıması olduğunu söyledi.
CHP’nin, Türkiye kiminle dostsa ona düşman, kiminle düşmansa ona dost politikasına geçtiğini kaydeden Muş, Türkiye’nin hangi ülkeyle sorunu varsa, o ülkenin tezlerini dile getiren bir anlayışlar karşı karşıya olunduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’den Libya’ya giden ticaret gemisinin hukuk dışı aranmasına ilişkin açıklamasının Yunan medyasına manşet olduğuna işaret eden Muş, “Türk kargo gemisine, Yunan bir askerin komuta ettiği Alman fırkateyninin uluslararası hukuka aykırı bir şekilde yapmış olduğu baskını Sayın Kemal Kılıçdaroğlu meşru göstermeye çalışıyor. ‘5 saat zaman vermemişler’. 10 saat de vermem arkadaş, izin vermeden o gemiye çıkamazsın. Uluslararası hukuk bunu söyler. Kendi ülkenize karşı yapılan bu korsanlığa hangi akılla, hangi mantıkla sahip çıkıyorsunuz. Sizin Türkiye’yi suçlayan sözlerinizi Yunan basının sevinçle verdiğini biliyor musunuz?” diye konuştu.
“CHP, Atatürk milliyetçiliğinden vazgeçmiş”
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu’ndan kamuoyundan gizli olarak İYİ Parti, HDP, CHP ve Saadet Partisinin “yeni anayasa çalışması” adı altında anayasa değişikliği ittifak çalışması yaptığını öğrendiklerini anlatan Muş, HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in, “Bize aracılar gönderdiler.” sözlerini de hatırlattı.
Buna “siyasi yolsuzluk” denildiğini ifade eden Muş, “İYİ Parti’ye oy veren seçmen, HDP görüşmelerini bilmeden vermiştir. 2018 seçimlerinden önce bunları kamuoyuna açıklamadılar. Kendini milliyetçi olarak tanımlayan bir seçmen, kırmızı çizgi olarak gördüğü HDP ile görüşmelerin yapıldığını bilseydi, belki de İYİ Parti’ye oy vermeyecekti.” ifadelerini kullandı.
Bir görevlerinin de “Atatürk’ü CHP istismarından korumak” olduğunu belirten Muş, “Bu gizli anayasa çalışmasından anlıyoruz ki CHP, kırmızı çizgi olarak gördüğü Atatürk milliyetçiliğinden vazgeçmiş ve HDP için ilkelerini bir yana bırakmıştır. Yani Atatürk soyadının ifade edilmesinden bile rahatsızlık duyan İstanbul İl Başkanı’nın çizgisine koskoca CHP gelmiştir.” dedi.
“Liyakattan anladıkları bu”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun seçimlerden önce hiçbir işçiyi işten çıkarmayacağına yönelik söz verdiğini hatırlatan Muş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 30 Haziran itibarıyla 11 bin 706 kişinin işten çıkarıldığını, aynı dönemde 18 bin 102 kişinin işe alındığını söyledi.
Miss Turkey Güzellik Yarışmasına katılan ve Moda Tasarım Bölümü mezunu CHP’li Gençlik Kolları üyesinin CHP’li belediyede kariyer danışmanı olarak atandığını belirten Muş, “Bari mesleğine bakın, öyle atayın. Liyakattan anladıkları bu.” dedi.
Bir belediyenin bütçesini doğru düzgün yönetemeyenlerin, paçalarından yolsuzluk ve kayırmacılık akan bir anlayışın Türkiye’yi yönetemeyeceğini belirten Muş, şunları kaydetti:
“Milletin size yetki verdiği belediyelerde ne yaptınız? CHP’li İstanbul Belediyesi’nde AK Parti’nin bitirdiği projeleri açmaktan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, belediyeyi borç batağına saplamak için borç aramaktan, CHP’li Belediye Başkanı ‘İzmir’e ayrı bayrak, ayrı para’ gibi bölücü söylemlerde bulunup Çavbella eşliğinde dans ederek, hendekteki PKK sempatizanlarına selam göndermekten başka ne yaptınız? İki sene geçti elinde şu musluktan başka açılan bir eser yok. Çeşmeyi restore eden de biziz, musluğu taktılar sadece. Kendisi gibi düşünmeyen sanatçılara hakaret eden, kendisine oy vermeyen öğretmenleri aşağılayan, iktidara gelirse bazı gazetelere el koyacağını söyleyen, AK Parti’ye oy vermenin ‘haram’ olduğunu iddia eden, Türk Ordusuna ‘satılmış’ diyen bir anlayış, bize demokrasi dersi veremez.”