Sağlık
Fahrettin Koca, pozitif vaka sayısının 1,5 milyonu aştı dedi ortalık karıştı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın başkanlığında saat 17.00’de başlayan Bilim Kurulu toplantısı sona erdi. Toplantıda koronadan kaynaklı artan vaka sayıları ve can kaybının yanında aşı konusuda ele alınırken, yeni tedbirler de gündeme geldi.
Toplantının ardından salgının seyrine ilişkin değerlenlendirmelerde bulunan Koca, havaların soğuması, insanların kapalı mekanda toplanmasının çok hızlı bir alevlenme yaşattığını belirterek, “Pozitif vaka sayımız 1,5 milyonu aştı. 550 bini belirgin hastalık geçirdi. 15 bin insanımızı kayıp verdik, hala da kayıp vermeye devam ediyoruz.” dedi.
Koca, “Kademeli olarak 50 milyon doz aşı gelecektir. Geliştirilen yerli aşılarımızda Nisan ayında Faz3 çalışmasına geçebileceğimizi umuyoruz.” şeklinde konuştu.
Geriye dönük vaka sayılarının açıklanacağını da dile getiren Fahrettin Koca, “20 Temmuz’dan itibaren vaka sayılarının tablosu yeniden açıklanacak.” ifadelerini kullandı.
Koca, aşının zorunlu yapılmasını şimdilik düşünmediklerini açıkladı. Koca, hamileler ve 18 yaş altı için aşı uygulamasının düşünülmediğini belirtti.
Koca’nın açıklamalarından satır başları şöyle:
Pandemi ile özdeşleşen 2020 yılının son 20 gününe girmek üzereyiz. Geçtiğimiz yıl bu zamanlar 2020 yılı için umutlu konuşuyor, planlarımızı yapıyorduk. Şimdi tüm gündem pandemi oldu, alışkanlıklarımızı gözden geçirmemize neden oldu.
Virüsün bulaştığı kişi sayısı 69 milyonu buldu hala da devam ediyoruz. Virüsten etkilenmeyen ülke kalmadı. Ülkemizde sınırları kapatmak dahil aldığımız önlemlerle virüsün gelişini geciktirmedik ancak bu seyirden kurtulamadık.
Pandeminin başından itibaren bilim kurulumuz pandemi ile mücadele yol gösterici oldu. Gelişmelere göre güncellenen tedavi yöntemleri ile ilgili görüşlerini paylaşmakta ve vatandaşlarımıza yol göstermektedirler. Nisan ayında artan bulaşma sayısı, aldığımız tedbirlerle bir nebze kontrol altına alınmış, yaz ayları ise nispeten kontrol sağlanmıştır. Bunda aldığımız tedbirler ve izolasyon uygulamaları etkili oldu.
“POZİTİF VAKA SAYIMIZ 1,5 MİLYONU AŞTI”
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son birkaç haftada hızlı artışda yüz yüze geldik. Test kapasitemizi arttırdık. Bugün itibariyle test sayımız 20 milyonu buldu. Pozitif vaka sayımız 1,5 milyonu aştı. 15 bini aşkın insanımızı kayıp verdik, kayıp vermeye de devam ediyoruz.
Gittikçe artan yoğunlukta tedbirlerimizi sıkılaştırıyoruz. Toplanmaya getirilen yasaklar, HES kodu ile kişilerin takibi, temaslı taraması ve izolasyonlar gibi bir dizi tedbirleri her geçen gün daha sıkı uyguluyoruz. Nisan ayına göre vakalar 5 kat, vefa sayısı ise yüzde 55 arttı.
Durumu kritik olan illerden başlayarak valilerimiz, sağlık müdürlerimiz ve halk sağlığı başkanlarımız ile görüşüyor, durumu yakından takip ediyoruz.
Sağlık çalışanlarımızın nasıl bir yük altında olduğunu biliyor, görüyorsunuz. Yoğun bakımlarımızda çok sayıda hastamız yaşam mücadelesi veriyor. Bu durum bazı illerimizde daha belirgin. En ufak bir gevşemeye tahammülümüzün olmadığını belirtmek isterim.
“YOĞUN BAKIMLARIMIZIN YÜKÜ ARTMAYA DEVAM EDİYOR”
Bazı illerimizde risk hala devam ediyor. Hatay, Adana, Mersin, Samsun, ve Ordu’da vaka sayılarımız artmaya devam ediyor. Hastanelerimiz ve yoğun bakımlarımızın yükü artmaya devam ediyor.
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Konya, Sivas, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te vaka artışı düşmeye başladı. Bu durum polikliniklere yansıdı ancak yatan hastalar açısından yüksek doluluk devam ediyor.
Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda bazı mesleklerin mesai saatlerinin kısıtlanması, gece sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlamalar gerekli oldu. Bu uygulamaların etkilerini takip ediyoruz. Maske kullanımı sosyal mesafe ve temizlik önlemlerin başında geliyor ancak yeterli olmadığını görüyoruz.
Etkili korunmanın sadece kendimiz için değil, içinde yaşadığımız topluma ve sağlık çalışanlarına karşı sorumluluğumuz olduğunu belirtmek isterim. Sokağa çıkma kısıtlamasına uyan vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Etkili korunma konusunda ısrarcıyız çünkü pandemiden kurtulmanın şu anda başka yolu yok.
Etkili korunmaya aşıyı da eklemeye niyetliyiz. Etkili bir korunma için gerekli olan aşı için bizim ve bir çok etkili kaynağı seferber ettik. Dünyada yürütülen çalışmaların pek çoğu beklenen başarıyı gösterebilmiş değil. İlaç ve aşı geliştirmenin doğal seyri budur. Etkili ve güvenli aşılara bir an önce elde etmenin telaşı içindeyiz.
Ülke olarak ekonomik yükünü dikkate almaksızın en yaygın ve en uygun aşıyı elde etmek için gayret içindeyiz. İnaktif aşı için sözleşme imzaladığımızı daha önce belirtmiştim. Şimdilik 50 milyon doz gelecek. MRNA aşısı için ise görüşmeler sürüyor. Yeni bir teknoloji olmakla birlikte kısa dönem sonuçları etkili olduğu bildirildi. Uzun ve orta dönem etkileri ise henüz bilinmiyor. Türkiye’nin standartlarına uygun olacak diğer aşılar için görüşmeler sürüyor.
Türkiye’de süren yerli aşı çalışmaları içinde en önde olanın Faz 1 çalışmalarını tamamlamak üzere olduğu kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Çalışmalar uygun olursa Nisan ayında faz 3 çalışmalarına geçmeyi planlıyoruz.
Gerek bilim insanlarımız gerek bakanlığımız aşıların menşei ile değil güvenilirliği ile ilgileniyoruz. Önümüzdeki hafta ilk partisini teslim alacağımız inaktif aşıdır. Yerli aşımız da aynı teknolojiye sahiptir.
Özellikle biz bu süreçte vatandaşımızın salgının seyri açısından kitlesel bağışıklamada erken dönemde yoğun aşı yapabilirliğimizin önemli olduğunu düşüyoruz. Erken dönemde ne kadar yoğun aşı yapabilirsek başarıya o kadar çabuk ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Burada biz bir çok aşı geliştiren firmayla irtibata geçtik. Ancak bir çok firmanın erken teslim konusunda çok rahat olmadıklarını gördük.
Özellikle bir çok ülkenin verdiği aşı siparişlerin teslim sürelerine bakmak lazım. Bizim Nisan ayında teslim edilecek aşıya ihtiyacımız yok. Birkaç aşımızın Nisan ayında devreye girebileceğini ümit ediyoruz. Aşının özellikle güvenilir ve etkili olmasını hedefliyoruz.
Sinovac aşısı çocukluk çağı aşılarımızı da üreten, 6 farklı aşıyı üreten, 10 yıldan fazladır aşı geliştirmeyle ilgilenen bir firma. Aşı geliştiren firmaların bazılarının aşı geliştirme geçmişlerinin olmadığını belirtmek lazım. İstediğimiz kadar aşıyı alamadık. Mart’tan sonra Sinovac dahil bir çok aşıyı alabiliriz.
Ama bize Şubat ve Mart dahil aşının teslimi çabasında olduğumuz için burada zorlandığımızı söylüyorum. Almanya, Pfizer aşısını Mart sonuna kadar 11 milyon kadar alabiliyor. Biz şubat ayı sonuna kadar 50 milyona erişebiliyoruz bunu daha da arttırma çabasındayız.
Moderna, yurt dışına aşı vermiyor. Pfizer’den Nisan ayı dahil olmak üzere, ilk günden itibaren talepte bulunduk. Bununla ilgili bir rakam verdiler ama daha fazlasını istiyoruz. Bizim 3 aylık dilimde 100 milyona yakın aşıya ihtiyacımız var.
AŞI ZORUNLU OLACAK MI?
Aşının zorunlu olmasını şimdilik düşünmüyoruz. Daha çok vatandaşımızı ikna ederek kişisel aşılamayı yaygınlaştırma niyetindeyiz.
Aşının güvenilirliği ve etkinliği vatandaşımıza net izah edilirse birçok kişi aşıyı yaptıracaktır. Ölü virüs aşısı yıllarca bilinen bir yöntem ve bu anlamda daha güvenilir bir aşı olduğunu bildiğimiz için önemli. Bizim kendi sonuçlarımız da açıklanmış olacak.
Dolayısıyla bütün bunlar vatandaşlarımıza olumlu şekilde anlatılırsa ben farklı bir yaklaşımda olunacağını düşünmüyorum. Biz aşı yapılan kişiyi HES koduna işleyeceğiz ancak giriş çıkışlar ile ilgili bir uygulama düşünmüyoruz. Dünyada bu tarz uygulamalar olacak ve birçok şirket ve kuruluş, aşının yapılmasını önemseyecek. Yaygın yapıldıktan sonra uçak gibi yerlerde bu gündeme gelebilir.
Ülkemizdeki faz 3 çalışması devam eden 2 aşı ile ilgili, özellikle Sinovac ile ilgili sonuçları paylaşacağız. Ara değerlendirmeler de 7 veya 10 gün içerisinde açıklanacak. 4000’e yakın kişiye aşı uygulandı. Şu anda bir yan etki görülmedi. Bunun dışında aşıyı kimlere ne zaman yapılması gerektiğini bilim kurulu bu konuda çalışma yapmıştı. Sağlık çalışanlarımızdan başlayarak kademeli olarak aşılama işlemini gerçekleştireceğiz.
İnaktif aşıların 2-8 derecede korunması gerekiyor ve altyapımız da bu konuda yeterli. Aile sağlığı merkezlerimiz, eczanelerimiz, sağlık kuruluşlarımız bütün yapılarımızı değerlendirmek istiyoruz. Bununla ilgili bir strateji de geliştiriyoruz. Aşı daha önce 11 Aralık’tan sonra gelecek demiştik. Aşı 3-5 gün içerisinde ülkemize gelebilir. 2 hafta Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç Tıbbi Kurumu’nun laboratuvarlarında teste tabii tutulduktan sonra kullanıma sokulacak.
Laboratuvar testlerine girmediği sürece biz kullanıma izin vermeyeceğiz. 20 milyonun ilk 3 milyonu önümüzdeki günlerde gelmiş olacak.
“İSTANBUL’DA VAKA SAYISI AZALDI”
Ortalama iki haftalık zaman diliminde sonuçları görmek mümkün ancak kısıtlamaların yer yer sonuç verdiğini görüyoruz. Eğer bu anlamda alınması gereken farklı bir tedbir ya da yöntem olursa değerlendireceğiz. Şu anda yeni bir kısıtlamanın erken olduğunu görüyoruz. Şu an için alınan kararların ve uygulanan kısıtlamaların erken dönemde de olsa yer yer sonuç verdiğin söyleyebilirim.
İstanbul vaka sayısının azaldığı ancak yoğun bakım hasta sayısının arttığı illerimizden biri. Ankara’da Kocaeli’de ve Bursa’da vaka sayıları düştü ancak hastane yükümüzde bir değişiklik olmadı. Oralarda da hastane yükümüzün azalacağını düşünüyoruz.
“HAMİLELER VE 18 YAŞ ALTI İÇİN AŞI UYGULAMASI DÜŞÜNÜLMÜYOR”
Kitlesel bağışıklamada antikor testinin yapılmayacağını biliyoruz. 4 veya son 6 ay içerisinde geçirmiş olanlar haricinde kişilere yapılması ön görülmüş olacak. Kitlesel bağışıklığı olanlara aşı yapmamız şu anda gündemde değil. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları dahilinde yılbaşı günü de kısıtlamaya dahil. Salgının seyri, yeni bir tedbiri bizlere gösterecek.
Hamileler ve 18 yaş altı için aşı uygulanması düşünülmüyor. Ancak 18 yaş altı için Çin’de çalışmalar devam ediyor. Süreçte aşının 18 yaş altı uygulamalarının sonuçlarını haziran ayına kadar alacağız. O dönem herkesi aşılayabilirsek, gerektiğinde 18 yaş altına da geçeceğiz. Türkiye’de 18 yaş altının hastalığı daha hafif atlattığını bildiğimiz için takvimimizde yok.
Hangi aşı olursa olsun Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumumuzun laboratuvarımda testleri yapılmadıkça kimseye yapılmasını istemiyoruz. İncelemeden geçmemiş olan aşıları kimsenin yaptırmasını da istemiyoruz. Şu dönemde sadece gönüllü olanlara yapılıyor. Türkiye’de bizim bakanlık olarak izin verdiğimiz herhangi bir aşı söz konusu değil.
Bu dönemde sağlık çalışanlarımız çok büyük yük altındalar. Ve toplam vaka sayısı anlamında PCR’ı pozitif olan sağlık çalışanımızın sayısı 120 bini geçti. Özellikle bu dönemde toplam çalışanların yüzde 10’unu geçmiş durumda. Hayatını kaybeden kişilerin sayısı ise 216 oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Hepsi görev şehidi oldu. Rabbim yakınlarına ve hepsine sabır versin.
Ölüm sayılarının siyaset konusu yapılmasına çok üzülüyorum. Bildiğiniz gibi Mart ayında vefat edenlere uygulanan bir yaklaşım vardı. Ceset torbalarında, farklı mezarlıklarda defnedilmesi şeklinde bir anlayış öz konusu idi. Korona bir bulaşıcı hastalıktır, diğer bulaşıcı hastalıklar gibi defnin yapılmasını ifade eden bir genelge yayınladık. Diğer bulaşıcı hastalıklar nasıl defnediliyorsa, KOVİD’in de öyle defnedilmesini ön gören bir genelge yayınladık.
Kaynak Yeniçağ