Sağlık
Psikolojik Danışman Feyzullah AKDAĞ korona yorumu
Sanıyorum korona virüs sonrası olaylar, tüm dünyaya iki şeyi net olarak gösterdi. Tabi görmek isteyene…
1️⃣ Maske, mesafe ve aşı konularında bilimin durmadan fikir değiştirmesi ve bilimadamlarının tam bir uzlaşıya asla varamaması bize bilimin ne olduğunu ve hayatımızda nerede durması gerektiğini bir kez daha açık şekilde gösterdi.
2️⃣ Bilim sadece bir araçtır. Bilimin birçok eksiği, zaafı, çıkmazı vardır. Bu yapısı gereği üzerine inanç inşa edilemez. Hele ki din ile bilim kıyas edilemez. İnanç net cevaplarla ilgilenirken bilim sorularla varlığını sürdürür. İkisi de insan için gereklidir fakat alanları ve işlevleri çok ama çok farklıdır. Rakip ya da arkadaş değillerdir.
3️⃣ Söz konusu “demokrasi ve özgürlükler” olunca mangalda kül bırakmayanların aşı olmak istemeyenlere yönelik saldırıları, hakaretleri ve hatta temel insan haklarını kısıtlamaya yönelik tekliflerini görüyoruz. Evvelden demokrasinin olmazsa olmazı diye servis ettikleri fikir özgürlüğü, ifade hürriyeti, sorgulama gibi kavramların sadece dine yönelik olunca hoşgörü ile karşılandığını gördük. Oysa demokrasi temelde herkesin görüşünü söyleyebilmesi ve farklı görüşlere saygı hoşgörü falan değil miydi (!)? Üstelik söz konusu beden sağlığı iken insanların sorgulaması sizi neden rahatsız ediyor?
4️⃣ Yoksa o bahsettiğiniz sınırsız ve ölçüsüz sorgulama hakkını sadece din konusunda kullandırmak işinize mi geliyor? Bundan çıkarınız mı var? Elbette var.
5️⃣ Din konusunda insanlar size “alimlerden daha mı iyi bileceksin?” dediğinde “benim de aklım var ben de sorgularım” diye kendini savunuyordun. Oysa söz konusu aşı olduğunda aşıyı sorgulayanlara neden “profesörlerden daha mı iyi bileceksiniz?” deyip temel insan haklarına kısıtlama taleplerini destekliyorsunuz?
➡️ Bu çelişkiyi, tutarsızlığı, ilkesizliği ve omurgasızlığı nasıl açıklıyorsunuz çok merak ediyorum. Gerçi bu trajikomik durmunuzun farkında olduğunuzu dahi zannetmiyorum da neyse…
Feyzullah AKDAĞ / Psikolojik Danışman