Abdurrahman Kurt, “Yeni bir çözüm süreci mümkün mü?” şeklindeki soru üzerine şu yanıtı verdi:
“Ben çözüm sürecinin demokratikleşmenin devamı anlamında, her alanda devam ettiğine inanan birisiyim. Bunun eksik ve zayıf kalmış dilimleri oluyor; işte bahsettiğiniz bu meselede terörün, şiddetin, çukur olaylarının, uluslararası alanda Suriye’de proxy savaşlarının etkisi ile kamplaştırma, Türkiye’nin aleyhinde bir hareketlenmeyi örgütleme gibi algıların güvenlik noktasında ister istemez bir tedirginlik, kaygı yarattığını bunun halkı olarak Türk toplumunda da yaşandığını görmek lazım. Dolayısıyla bizim de bunun sönümlenmesine, bir tehdit değil, güçlenme, birliktelik duygusu, ortak aidiyet duygularının güçlenmesi hali olarak süreci algıları ve olguları örtüştürerek yürütebilirsek bunlar çok mümkün şeyler.”
“Kürtçe anadilde eğitimden tutalım belki yeni bir barış ve çözüm sürecinin oluşumuna kadar Abdurrahman Kurt olarak böyle bir beklentiniz var mı?” sorusunu ise Kurt, şöyle yanıtladı:
“2023 öncesinde bundan bahsetmeyi çok kolay bulmuyorum. Gerçekçi olmak gerekiyor. Ama 2023 sonrasında anadilde eğitim, bana göre çift dilli eğitim dersek daha anlamlı olur. Çünkü Türkiye’deki Kürtlerin çoğu çift dilli olmuşlar zaten ama kendi anadillerini de unutmamaları, bu kültürün hayatta kalması hem insani hem İslami bir görevdir diye düşünüyorum.
“TÜRKİYE SADECE TÜRKLÜKLE İFADE EDİLEMEZ”
Kendilerine “AK Parti MHP’lileşti mi” şeklinde sorular geldiğini söyleyen Kurt, “Şimdi ister istemez Cumhurbaşkanlığı sistemi partileri birbirine yaklaştırdı. Şimdi 6’lı masada bakıyorsunuz kim kimin fikri ile aynı ama bakıyorsunuz ortak bir payda oluşturmaya çalışıyorlar. Onlar altı bir de utandıkları yedinci dışında, biz ise şu anda iki taraf birbirimizi dengelemeye çalışıyoruz” dedi. Kurt “Ben hep bunu söylüyorum; Türkiye’nin artık sadece Türklükle ifade edilemeyecek kadar büyük bir devlet olduğunu önce bizim anlamamız gerekiyor” diye devam etti.
‘KÜRT HALKININ ÇOK ÇOCUK YAĞMASINI RİCA EDİYORUZ’
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisine katılan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve eşiyle kürsüde yaptığı “sohbet”te, “Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5 tane 10 tane 15 tane var” demişti.
Kurt, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerine bir Kürt olarak kırıldınız mı?” sorusuna ise, şu yanıtı verdi
“Biz bunu daha önce de konuşmuştuk. Meselenin arka planını da bildiğimden PKK’dan kastı yanlış bir bilgilendirme ile ilgili. PKK’nın çocukları yok biliyorsunuz. Dolayısıyla Kürtlerle ilgili de zaten bize de söylüyor, ‘kaç çocuğunuz var, niye az çocuk yapıyorsunuz?’ diye soruyor. Kürt olduğumuzu biliyor, bana bizzat sordu. ‘Abdurrahman kaç çocuğun var?’ demiştir yani. Bizzat yaşadığım için biliyorum. Veyahut burada Xalê Hemo en fazla çocuğu olan AK Partili Kürt’tür. Her halde bölgeyi incelediğiniz zaman en fazla Kürtlerden çocuğu olanlar AK Partililerdir. Dolayısıyla bunu Kürtlere söylemiş olması mümkün değil. Bu muhtemelen güvenlik bürokrasisinin PKK’nın çocuk yaptığına ilişkin bir yanlış ifadesi olmuştur o gözden geçirilmeli. Yoksa bölge halkına karşı tam tersine teşvik ediyor, bize, Kürt milletvekillerinin hepsine soruyor, kaç çocuğunuz var, az olana kızıyor ama Allah’tan bizim o konuda en azından sınırları aşmış durumdayız. Biz biraz da yanlış anlamışız, 3 demişler biz 13 anlamışız, o yolda ilerliyoruz.”
Kurt, “Bu arada çağrımızı yenileyeli: Kürt halkından çok çocuk yapmalarını önemle rica ediyoruz” diye ekledi.
“AZERBAYCAN NE IRAK KÜRDİSTANI DA O”
Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasındaki normalleşme ne zaman olacak? Vizelerin kaldırılması ve Diyarbakır-Erbil arasında uçak seferleri ne zaman başlayacak?” sorusuna Kurt, bu konuların basit adımlar olduğunu söylerken “Bizim için Azerbaycan ne ise orada soydaşlarımız var, Irak Kürdistanı da o olduğu zaman biz buna inanacağız ki bu toplum artık normalleşmiştir. Onlar da soydaşımız, bunlar da soydaşımız. O da bizim devletimiz, bu da bizim devletimiz. Bu görüşü sağlayabildiğimiz zaman Azerbaycan da Irak Kürdistanı da bizim parçalarımızdır, soydaşlarımızdır ortak kabulünü Türkiye toplumunda oturttuğumuz zaman bunu sağlamış olacağız inşallah. Bu normalleşmenin geldiği noktanın en önemli göstergesi olacak diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.