SİYASET
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Recep Tayyip Erdoğan bop için çalışıyor!
Kemal Kılıçdaroğlu gündeme dair açıklamalar yaptı. Konuşma esnasında birçok konuya değinen Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın BOP ne diyorsa onu yapıyor dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından özetler
Çankırı’da temeli atılan ve açılışı yapılan baraj nerde? Ortada baraj yok! Bunca tanıtım yapıldı çiftçi baraj olacak diye bekliyor ama baraj yok ben böyle sihir görmedim!
Sakarya’da yanan fabrika için ise Kemal Kılıçdaroğlu sayın Erdoğan ilk fabrika sahibi arıyor! Ölen her vatandaşın hesabını soracağız denetim yapıldı diyorlar nerede denetim kim yaptı kim onay verdi, herkes bir başka bakanı gösteriyor. Hesabını soracağız. Bize oy versin vermesin herkesein hakkını savunacağız. Sayın Erdoğan nasıl olsa oy garanti gözüyle bakıyor bu millet sana gereken cevabı verecek.
Baroların parçalama çalışması bop isteğidir. Bunu yıllar sonra göreceksiniz. Adalet bakanı ortada yok bir olay konuşuluyor baro başkanları ortada yok. Ama başka bir durum olduğunda herkes ve yetkilisi çağrılır. Bu bölücülük olduğunu herkes görecek, parale devlet, pelikancı barolar türiyecek..
“Barolar bölününce ne olacak, etnik kimlik üzerinden barolar, sarayın baroları, pelikanın baroları olacak.” diyen Kılıçdaroğlu, “Bunlar emperyal güçlerin talimatlarının gereğini yapıyor. Sayın Erdoğan BOP’un gereğini yapmaya devam ediyor.” dedi.
Fabrikanın sahibi Sakarya MÜSİAD Başkanı, daha cenazeler defnedilmeden ziyafet yemeği veriyorlar. İnsan eti yiyorsunuz insan eti!
Eğer bir CHP’li belediye olsaydı açığa alınırdı. Fabrika denetiminde 12 saat yanmaz olması gerekiyor yada yanmaya dayanıklı olması gerek nerede!
Ortada cinayet var kaza yok!
Kanallar kapatılıyor bu hiçbir şekilde böyle bir ceza gerektirmez. Özellikle AKP’ye oy veren kardeşlerime seslenmek istiyorum. ATV’yi pek çok vatandaş ister; şiddet ve ensest gibi skandalları gündeme getiren kanal için 90 bin şikayet geliyor ama bir teki incelenmiyor neden!!
RTÜK aldığı kararlar ne derece doğru. Aldığım eğitime göre, dünya görüşüme göre karar alırım diyor. Hak hukuk yok bakın. “Erdoğan’ın talimatını emir biliriz” diyor. Sen bunu diyorsan sende akıl yoktur.
Yılmaz Özdil, seversiniz sevmezsiniz. Baro Başkanlarına çıkarılan engeller üzerine bir yazı yazmış, Baroların ne işi var TBMM’de diyor, barolara kızıyor. Çünkü TBMM’nin vesayet altında olduğunu biliyor. Biz de biliyoruz. Böyle bir eleştiri yazmış. TBMM Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Ama rüşvet alana işlem yapılmıyor bırakın yapılmasını sormadılar bile kim bu rüşvet alanlar. Akpartili ve MHP’li! Sorabilir mi soramaz!
Bir başka kişide Allah’ın ayetiyle dalga geçen, şimdi cuma namazlarında poz veren büyük elçi! Siz Allah’ı kandıra bileceğinizimi sanıyorsunuz!
Bu kişi milletvekili iken Allah’ın kelamıyla dalga geçen adamı alkışlamadınız mı, büyükelçi yapmadınız mı?
Bu rüşvetçi adam korkudan dava açamıyor. Bu adam Cuma’ya gitmiş reklamını yapıyor. İbadette reklam var mıdır? Allah’ı kandıracağını mı zannediyorsun. Ve bu insanlar AKP sıralarında milletvekilliği yaptı.
Bu mecliste iş takipçiliği için bir milyon dolar para alan adamın belgelerini koydum ortaya. O adamı da bu mecliste alkışladınız. Bana hangi itibardan bahsediyorsunuz.
Meclis Başkanına sormak istiyorum; Meclis’te Ankara’da Türkiye’de olmadığı halde Meclis’teyim diyen AKP’li vekillere bir şey dedin mi sen? Kalkıp Özdil’e dava açmasaydın bunları söylemeyecektim ama sen de yerini bileceksin.
Bir vekil olmadığı halde “ben buradayım diye” belge gönderiyor. Bu adamın aldığı apara haram değil mi? Nerede bu adam Hac’da. Yahu ancak bu kadar olur!
90 BİN ESNAF KEPENK KAPATTI, SARAY NE YAPTI?
Biz bunları konuşuyoruz ama vatandaşın derdi farklı. Çiftçinin, esnafı derdi farklı.
56 ilde 90 bini aşkın esnaf kepenk kapattı. İflas etti. Onların yanında çalışanlar da işsiz kaldı. Peki Saray hükümeti ne yaptı.
Esnafın yanında oldu mu? Git dediler “borç al.” Bir esnafın dediği çok güzeldi; “40 yıldır vergi ödediğim devlet bana 40 gün bakamadı.”
Tefecilere hortum gibi para akıyor. Ekonomi çetelerine gidiyor para. Londra’daki bir avuç tefeci. Bir günde Türkiye Cumhuriyeti’nin ödediği faiz 277 milyon 610 bin Türk Lirası. Demek ki para var, buraya gidiyor. Londra’daki tefecilere bir gün ödediği faizi esnafa ödeseler, “Allah razı olsun” diyecek ama bunlar olmadı. Dolarla garanti vermişsiniz. Beşli çete olarak tanımladığımız kişiler.
“HALA BU İKTİDARA OY MU VERECEKSİNİZ?”
Biz bu ülkeye adaleti getireceğiz. Sadece mahkeme salonlarında değil, karnı aç bir çocuk için de adaleti sağlayacağız. Bir komediyle karşı karşıyayız. TÜİK’in rakamlarını çıkarın fiyat artışlarına bakalım. İlk 6 ayda pirin yüzde 13, ne kadar verecekler 1.75, Makarna 10, Dana eti 15, kuzu yüzde 17, margarin yüzde 21, limon yüzde 77, tren yüzde 17, sabun yüzde 14 artış fiyatı.
Siz kaç vereceksiniz; 1.75. Bu vicdan mıdır? Emeklilere sesleniyorum; Hala bu iktidara oy mu vereceksiniz?
Bayram ikramiyesi neden bin TL. En az bin 500 TL isteyin, sizin hakkınız. Yıllarca alın teri döktünüz, bu ülke kalkınsın diye. Bu devlet size baksın biraz.
Saray sosyetesini unutmayın. Ve onların beslemeleri, onlar sizin halinizden anlamazlar. Onların yedikleri, içtikleri ayrı. Onlar ceplerinde dolar taşırlar.
Bugün milyonlarca genç işsizim diye haykırıyor. Saray sosyetesi ve soytarılarının karnı tok. Bir genç, “Köpek gibi çalışıyorum ama et yiyemiyorum” diyor. Bu insanları bu hale kim getirdi.
“TÜRKİYE BU GERÇEKLE YÜZLEŞMEK ZORUNDA”
Geçen Gaziantep’ten gelen AKP’ye oy veren bir kişi ile konuşuyorum. “Gaziantep’de anneme bir ev aldım. Geçenlerde gittim annem; “Oğlum ekmek alacak param yok para bırakır mısın” dedi.” Bunları söyledi bana, emeklinin hali bu.
Bebek mamasına alarm zili neden takarlar. Bebek mamasını kim çalar? Çocuğu olan, mama alacak parası olmayan çalar. Türkiye bu gerçekle yüzleşmek zorunda.
Bunlar yetmiyor, o saray sosyetesi yüzleri kızarmadan IBAN numarası veriyor. “Bize para gönder” diyor. Doymadınız mı ya? Nerede bu paralar. Bakana soruyorsun; “Şu bakana sor” diyor, o da bir başkasına. Nerede bu paralar?
“Bu millet size parasını, canını verdi; sen bir huzur veremedin” diyor. Sarayda oturanlar ahtapottur. Vantuzları millete yapışmış durumda. O ahtapottan hesap sormak milletin görevidir.
PARALEL DEVLET OLMAZ, VALİ OLMAZ, PEKİ NEDEN ÇOKLU BARO?
Devletin dini adalettir demiştir Hz. Ali. Avukatlar, destek kuruluşu olarak bir araya gelir ve bir baro oluştururlar. Adalet için çabalarla. Şimdi baroları parçalıyorlar. Bu bir bölücülük projesidir ve ülkeye ihanettir. Paralel devlet olmaz, vali olmaz, nüfus müdürü bir tane; Neden çoklu baro?
Baroları denetleme hakkına da sahipsin sen. “Hayır, baroları böleceğim” diyor. Milliyetçi Avukatlar Başkanı, “Bölücülüktür, yine aldatılıyorsunuz yazık ki bunu fark etmeniz yıllar alacak” diyor.
Teklif nerede görüşüldü? Adalet Komisyonu’nda. En büyük adaletsizliklerin yapıldığı komisyon. Baro başkanları gelmek istiyor, izin vermiyorlar.
“SEN GERÇEK ADALET BAKANI DEĞİLSİN”
Ama bir gün önce avcılık ile ilgili bir yasa görüşülüyor ve Avcılık tarım temsilcileri davet ediliyor. Bu yapılan doğru mu, doğrudur. Peki baro başkanları neden alınmadı. Adalet Bakanlığı’nın görüşü alınmadı. Baroların görüşü alınmadı. Adalet Bakanı’nın kendisinden de görüş alınmadı. Saray’da her şeyleri bilen adam var.
Adalet Bakanı’na sesleniyorum; Bu kanun TBMM’den geçiyor ve sen de sesini çıkartmıyorsan, sen gerçek Adalet Bakanı değilsin.
“ERDOĞAN BOP’UN GEREĞİNİ YAPMAYA DEVAM EDİYOR”
Barolar bölününce ne olacak, etnik kimlik üzerinden barolar, sarayın baroları, pelikanın baroları olacak. Bunlar emperyal güçlerin talimatlarının gereğini yapıyor. Sayın Erdoğan BOP’un gereğini yapmaya devam ediyor.
BU KADAR BÜYÜK SİHİR GÖRMEDİM
Çankırı’da Devrez Kızlaryolu Barajı. Arkadaşlarımız gitti, törenler yapılmış paralar harcanmış, çiftçi memnun bayram ediyor. Arkadaşlar gittiler, bu baraj ne oldu işe yaradı mı? Bakıyorlar ortada baraj yok, barajın temeli dahi yok.
Bu kadar büyük sihir görmedim. Bu kadar törenler yapar temeller atarsınız, sonra bir bakıyorsunuz ortada hiçbir şey yok. Neden böyle rahatlar; Çankırı bizim değil mi nasıl olsa gelir bana oy verir.
Kazın ayağının böyle olmadığını şimdi sen göstereceksin. Sandığa gidip “Sen beni kandırırsan ben de sana oy vermem” de, ben bunu sizden bekliyorum.