TEKNOLOJİ
100 bebek bir odaya kapatılıp büyütülürse hangi dili konuşurlar? Tarih’te denenmiş deney!
100 bebek bir odaya kapatılıp büyütülürse hangi dili konuşurlar? Tarih’te denenmiş deney! Bir film izledim adı I’m Mother dünyadaki tüm insanları yok eden büyük bir olay sonrasında geçiyor bu film. Olayın öncesinde yerin altında yapılan korunaklı bir yere 63.000 insan embriyosu saklanmış bir robot bu embriyolardan birini alıp büyütmeye başlıyor filmdeki hikayenin bundan sonra anlatacaklarım da pek ilgisi yok ama sadece bu açılış aklımda. Bu film bazı soruların oluşmasına yol açtı, dış dünyaya tamamen kapalı bir ortamda doğan bebekler ileride nasıl bir insan olurdu acaba? böyle bir ortamda hiçbir insan ile görüşmeden o bebekleri büyütebilmek mümkün olsaydı birbirleriyle nasıl iletişim kurarlardı?
Aralarında hangi dili Konuşurlar? tabi bu sorular ilk kez benim aklıma gelmedi tarih boyunca pek çok kez yeni doğmuş bebekler herkesten izole edilerek üzerinde çeşitli deneyler yapılmış. Bu sırada onların dış dünya ile yazılı yada sözlü olarak herhangi bir dilde iletişim kurulması engellendiği için bu girişimlere dil yoksunluğu deneyleri adı veriliyor. Amaç konuştuğumuz lisanın kaynağını bulmak ve daha da derinlerde insan doğasının temellerini anlamak tabii böyle bir şey anlayabilmek için bebekleri izole etmek son derece etik dışı bir davranış! O yüzden Roger shattuck gibi kültür tarihçileri bu tür deneylere başka bir isim vermeyi tercih etmiş yasak deney yazılı kaynaklarda yasak deneylerin ilk örneğini bize tarihçi herodot veriyor! milattan önce 600 civarında Mısır firavunu bir antik yeni doğmuş iki bebeği anne bir çobana verilmesini emretmiş Çobanın bu bebeklerle konuşması kesinlikle yasaklanmış! ancak Bebekler kendi aralarında bir dil geliştirmişler ve icat ettikleri bu yeni dilde ilk söyledikleri kelime bekoz olmuş. Bu kelime Mısırlıların dilinde yokmuş o yıllardan çok daha önce Anadolu topraklarında yaşamış olan Frigler’in konuştuğu Dildeki ekmek kelimesi iyiymiş! işte bu yüzden o dönemin mısırlıları kendilerinin ve bildirimini kaynağının Frigya olduğuna inanmışlar.
Yaklaşık 1800 yıl sonra 13. yüzyılda 2 Frederick tarafından yapılan bir başka deneyde de yine ailelerinden ayrılan bebekler minimum insan etkileşimi ile yetiştirilmişler, sadece temel ihtiyaçlara giderilmiş ancak kendileri ile kesinlikle konuşulmamış, Neden biliyor musunuz? Anadili diye bir şey varsa bu bebeklerin ana dilinin hangi dil olacağım merak etmiş yaptıkları tahminleri söyleyeyim mi? Bebeklerin ya İbranice ya Yunanca ya Latince ya da Arapça konuşacakları düşünülmüş. Bunlar kutsal kitapların ya da antik metinlerin dilleri Dolayısıyla onların bu tahminlerinden de sizin kolaylıkla çıkartabilirsiniz gibi ikinci Friday asıl amacı Adem’le Havva’nın hangi dili konuştuğunu keşfetmekmiş! Tüm bu olayları aktaran salimbene adlı tarihçi o Bebeklerin hangi dili konuşmayı öğrendiğini bize söylemiyor, ama onlar üzerinde bu deneyleri yapan kişilerin zalimliklerini tüm ayrıntılarıyla yazıyor. daha sonraki yüzyıllarda buna benzeyen deneylerle olmasa bile doğal şekilde izole olarak yetişmek zorunda kalan başka çocuklarda oldu, doğada insanlardan uzak bir şekilde tek başına büyüyen vahşi çocuklar insanlarla temas etmedikleri için bizim konuştuğumuz türden bir dil yeteneği onlar da hiç gelişmemiş!
Ukrayna’da bulunan Oksana adlı bu kız köpeklerle birlikte büyüdüğü için onların konuştuğu dilden kurabiliyor. Bugüne kadar Sadece köpekler tarafından değil Ayılar, koyunlar, İnekler, keçiler ve hatta devekuşları tarafından büyütülen başka bebeklerde bulundu. Bu bebekler doğal olarak beraber büyüdükleri bu hayvanlara benzer davranışlar geliştirmeye başlamış insanların arasına katıldıktan sonra pek çok şeyi öğrenmemiş, yetenekleri hiçbir zaman gelişmemiş, izole olmanın doğuştan gelen zorunlu bir yolu daha var sağırlık; etrafında işaret dili bilmeyen kişiler olduğunda sahar çocukların kendi dillerini geliştirmeye çalıştıkları gözlenmiş. Nikaragualı çocuklarla 1980 yılına kadar hiç iletişim kurulmamış sağlıkları nedeniyle doğuştan izole olmuşlar. Nikaragua devriminden sonra onları ülkenin ilk işitme engellilere özel Okulu’nda bir araya getirmişler. Bunu daha iyi ifade edebilmeleri için işaret dilini öğretmek istemişler. Yani bir anlamda o zamana kadar kendi odalarında dış dünyadan izole bir şekilde yaşayan 100 ayrı bebeği aynı çatı altında toplamışlar. Fakat artık onlar birer bebek değil de çocuk oldukları için bu amaçlarını gerçekleştirmemişler. işler onun yerine ne olmuş biliyor musunuz? Çocuklar kendi aralarında el hareketlerini ve yüz mimiklerini kullanarak yeni bir işaret dili icat etmiş.
Bu kez onları anlamak isteyenler değil uzmanları çağırarak bu yeni dini çözmeye çalışmışlar ve uzmanların söylediğine göre çocukların geliştirdiği bu yeni değil şaşırtıcı derecede karmaşık ve çok da zenginmiş! iletişim için aslında sese ihtiyaç yok iletişim insanlığın Ortak mirası insan olmanın kaçınılmaz sonucu, günümüzde hala dillerin nasıl ortaya çıktığını ve nasıl bugünkü haline everildiğini tam bilinmiyor ama bildiğimiz bir şey var Konuşmak sahip olduğumuz bilgileri paylaşabilmenin en temel yolu.
Çok sayıda insanın bir araya gelerek oluşturduğu bir topluluktan ibaret değil bu tetiklemenin en etkili şeklinin kendi aralarında bilgiyi paylaşmak zorunda olan bir grup olduğunu düşünüyor yani biz bilgi ile besleniyoruz, öğrendiklerimizi paylaşabilmek için de konuşma ihtiyacı hissediyoruz Sırf bunun için 6300 çeşit dil icat ettik bu dillerden en yaygın olan İngilizce..
Aslında daha da derinlerde insan olmanın ne olduğunu anlamak için belki de bunun yolu başkalarına değil de Zaman, zaman kendimizi izole etmekten geçiyor!
Belki bu şekilde daha çok düşünmeye başlarız okuduğumuz kitaplarla konuşuruz. Böylelikle kendi Dilimizi geliştiririz I’m Mother ben anayım demek ya biz de kendi ana dilimizi buluruz. O dil mısır firavununun şüphelendiği gibi Anadolu topraklarında bir zamanlar yaşamış olan Frigler’in konuştuğu dil değil! Felsefeci Immanuel Kant‘ın söz ettiği gibi değil bütün dil düşüncenin imlenmesidir demişti! Bir zamanlar düşünmek bir insanın kendi kendisiyle konuşmasıdır, bir insanın geliştirebileceği en üst seviye bu olsa gerek!
Ersoy K