Twitter, reklam yasağı sonrası nasıl etkilenecek? Artık Türkiye reklam veremeyecek!

Yayımlanan karardan, Türkiye’de milyonlarca kullanıcısı bulunan Twitter, Periscope ve Pinterest gibi sosyal medya ağları etkilendi. Konuyla ilgili Twitter hesabından açıklama yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, “Dileriz ki hala temsilcisini bildirmeyen Twitter ve Pinterest de ivedilikle gerekli adımları atarlar” dedi.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan ‘Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ kararında, Türkiye’de temsilci bulundurmayan sosyal medya ağlarının Türkiye’den reklam alması durduruldu. Yayımlanan kararla, Türkiye’de milyonlarca kullanıcısı bulanan Twitter, Periscope ve Pinterest gibi sosyal medya ağların, Türkiye’den reklam alması yasaklandı. Konuyla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan, yaptığı açıklamada; BTK, BDDK, TCMB, VDK ve ilgili tüm kamu kurumlarının reklam yasağını denetleyeceğini ve reklam veren şirketlere de ceza kesileceğini aktardı.

Peki, Twitter, Periscope ve Pinterest’e getirilen reklam yasakları sonrasında ne olacak? Siber Haklar Uzmanı Yaman Akdeniz ve Bilişim Hukukçusu Serhat Koç uygulamaların söz konusu yasaktan nasıl etkileneceğini Cumhuriyet.com.tr‘ye değerlendirdi.

“BANT DARALTMA CEZASI VERİLEBİLİR”

Twitter’ın sessizliği devam ederken, Facebook’un ticari kaygıları ile yasal temsilci atamaya karar verdiğini belirten Akdeniz, “Twitter’a ve Pinterest’e beklendiği gibi reklam yasağı cezası verildi. Bu sessizlik devam ederse nisan ayından itibaren bant daraltma cezası da verilecek gibi gözüküyor” dedi.

Akdeniz, bant daraltma cezasının ne şekilde uygulanacağı ve kullanıcıların yasaktan nasıl etkileneceğini ancak yasağın uygulamaya sokulması ile görülebileceğini söyledi. Bazı kullanıcıların VPN gibi alternatif yollardan bu platformlara ulaşacağını fakat toplumun büyük bir kısmının VPN kullanmadığını kaydeden Akdeniz, çok bilinen VPN servislerinin de büyük bir kısmının Türkiye’den erişime engellendiğini de unutmaması gerektiğini altını çizdi.

“KABUL EDENLER İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHALALLERİNİN BİR PARÇASI OLMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA”

Facebook örneği üzerinden konuşan Akdeniz, şunları kaydetti:

“Gördüğümüz gibi sosyal medya platformlarının ne zaman ne yapacakları belli olmuyor ve ticari kaygıları her zaman ön plana çıkabiliyor. Fakat bugüne kadar, şeffaflık raporlarından da görüleceği üzere Twitter’a en çok talep Türkiye’den gidiyor. Bu taleplerin çok büyük bir kısmı Twitter tarafından yerine getirilmiyor. Dolayısıyla, Twitter’ın Türkiye’ye gelmesi demek bu yaklaşımını değiştirmek anlamına da geleceği için, kolay kolay Türkiye’de temsilci bulunduracaklarını düşünmüyorum. Sistemi kabul eden platformlar ise Türkiye’deki ifade özgürlüğü ihlallerinin bir parçası olma tehlikesi ile karşı karşıyalar.”

“NE DEVLETİN NE DE BU UYGULAMALARIN YURTTAŞI DÜŞÜNDÜĞÜ YOK”

Uygulanan sistemin ticari amaca yönelik olduğunun altını çizen Koç, şu ifadeleri kullandı:

“Her şey ticari. Ne devletin ne de bu uygulamaların yurttaşı düşündüğü yok. Devlet daha çok veriye ulaşmak ve de istediği içeriği anında sildirmek istiyor. Bu şirketler de başta Facebook olmak üzere sadece kazanç odaklılar, belki de haklı olarak. Ama onlardan beklenen etik davranışları ve çok sesliliği destelemek noktasında Twitter’ın daha dirayetli duracağını düşünebiliriz. Ancak Facebook zaten Whatsapp ve Instagram’ın da sahibi olarak bekleneni yaptı. Zaten arasının “şimdilik” iyi olduğu devletle de ters düşmedi, çünkü Türkiye, Facebook için çok büyük bir gelir kaynağı. Pinterest zaten reklam noktasında Türkiye’de çok düşük ve Periscope’da yakında kapanıyor.”

Twitter’ın Türkiye’den “çekileceğini” düşünmediğini belirten Koç, reklam yasağı sonrası hız yavaşlatma devreye sokulursa da Twitter’ın yine kalacağını belirterek, “Burada önemli olan bu maddelerin yani reklam yasağı ve hız yavaşlatma/durdurma konularının aynı içerik çıkarma/erişim engelleme maddelerinde olduğu gibi AİHM kararlarına ve Anayasa’mıza aykırı olması ve uygulamalarının da son derece taraflı ve kötü olması” diye konuştu.

“TEMSİLCİ ATAMAK BOYUN EĞMEK DEMEK”

Twitter, şu an itibarı ile Türkiye’de siyasi çok sesliliğin ve halkın farklı seslerinin ‘olabildiğince’ en çok duyulabildiği platform olma özelliğini koruduğunu söyleyen Koç, şunları söyledi:

“Temsilci atanması demek devletin zaten dünya rekorunu elinden bırakmadığı içerik çıkarma taleplerine boyun eğmek ve dahası da IP bilgisi gibi elindeki verileri paylaşmak zorunda kalacak olması demektir. Bunu yaptığı anda insanlar Twitter’dan hızla uzaklaşırlar ve bunu yapmayan mecralara göç ederler.”

“TWİTTER İÇİN DEĞİL KENDİ HAKLARIMIZ İÇİN SAVAŞMALIYIZ”

Olası “Bant daraltma yasağı”na ilişkin VPN kullanımı hakkında konuşan Koç, son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Erişime engellenmiş ya da çıkarılmış/silinmiş yani sansürlenmiş sitelere ya da içeriklere ulaşmak veya VPN kullanmak suç değildir. Aksine VPN gibi son derece yararlı ve elzem teknolojileri sunan çoğu altyapı servisinin ve şirketinin Türkiye’de devlet eliyle yavaşlatılması ve hatta çalışmaz hale getirilmesi hukuka aykırıdır.

Bunların sunduğu hizmetleri kullanmak da aynı yeni medya servislerini kullanmak gibi evrensel ve Anayasal haklarımızdandır. Yapılması gereken teknik mücadelenin ve bilinçlenmenin yanı sıra bununla yetinmeyerek hem akademik olarak hem de kanun yollarına başvurmak suretiyle sürekli artan bu hukuksuzlukla mücadele etmektir. Bu yapılırken de elbette ki Facebook ya da Twitter için değil kendi haklarımız için savaşmalıyız. Mecralar geçicidir ve haklar ise her daim kalıcıdır.”

Kaynak: Zeynep Çam